20 Aralık 2011

2011: Bitse de gitsek...

Chris Martin'i gün geçtikçe daha çok seviyorum
Şaka şaka. Bitmese de şikayetçi olmazdım ben bu yıldan. Ama bu yıl "ben iki üç ay daha fazla mesai yapacağım, sen dalgana bak" dese bir şey demezdim, eyvallah der geçerdim kendisine... Fakat, bi' dakka, 2012 deyince çok heyheyler gelmiyor mu insanın üstüne? 2012 bu boru değil! "Neeeee... 2012 mi.. Sırtın katiyyen yere gelmez!" Çok büyük anlamlar mı yüklüyoruz biz bu yılsonlarına, yılbaşlarına acaba? (Ben en son rakamların güzelliğine kanıp 1999'a büyük anlamlar yüklemiştim, onda da deprem olmuştu!) Yani diyorum ki, boşverelim yıllara anlam atfetmeleri, hayatı yıllara bölmeleri falan aslında ya, iyi işte böyle.. (Yaşım ilerledikçe de vay efendim yıllara bölmeyelim, vay efendim ruhum genç yazılarım başlıyor... He.. Yerseniz.)


"Evet nedir" derseniz, şu yazı kaç haftadır taslakta duruyor yazıktır günahtır dedim ellemeye karar verdim. Buyrun: 2011'de neler efsane oldu, hatırlayalım.

"Özet geç biç!" adlı dev hizmet
Bu senenin bana sürprizi yılın başlarında Model'den gelen "Diğer Masallar" albümüydü. Yılsonuna doğru da Neyse'nin albümü geldi, çok rahatladım. Kendikendime "güzel şeyler de oloyor!" diyerek dolandım evin içinde. The Black Keys tam anlamıyla son dakika golü oldu. Mükemmel bir albüm, "El Camino". "Run Right Back", "Lonely Boy" ve "Gold on the Ceiling" günde en az 23 kere dinlediğim şarkılar. Yıl boyunca Yuck dinledim bir de. Herhangi bir şarkısına tıklayın, severseniz bilin ki tüm albümü seversiniz. Benim favorim "Holing Out" ve "Rose Gives A Lily". Coldplay'in "Paradise"ı benim için gelmiş geçmiş en iyi Coldplay şarkısı. Bir ara "Violet Hill"e takmıştım kafayı. Fakat bu albüm o sound'un da o sözlerin de ötesinde bence. Yılın son aylarına doğru David Guetta'nın albümüne kulak kabarttım. Tüm sene hemen her şarkısı Power FM'de çalmış zaten. "I Just Wanna F--" da Timbaland'ın enerjisine ve "Titanium"da Sia'nın olağanüstü sesine hayran kalmamak olanaksız. Benim favorilerim Afrojack'li "Lunar" ve "Alphabeat" oldu tabii. Neden, çünkü büyük hayranı olduğum Daft Punk'ın "Tron" soundtrack'inde "Derezzed" haricinde bir verim alamadım da ondan. Bu şarkılar kesinlikle Daft Punk'ın başlattığı bir geleneğe sahip çıkıyor. Justice'in merakla beklediğim "Audio, Video, Disco"su da fena albüm değil. "Canon" çok iyi şarkı bence. The Decemberists'in "The King is Dead"i, Miles Kane'in "Colour of the Trap"i ve Foo Fighters'ın "Wasting Light"ı da bu yıl en çok döndürdüğüm albümler içindeydi. Yıl bitiyor, bu ara Amy Winehouse'un son kaydettiği şarkıları, "Lioness: Hidden Treasures"u dinliyorum. Henüz yorum yapmak için erken ama ilk gözdem "Best Friends, Right?" oldu.




Bridge Burning by Foo Fighters


Single'lara gelelim. Bir Kasabian hayranı olarak son albümleri "Velociraptor!"u beklediğim tadı vermedi. Ama "Days Are Forgotten" gerçekten çok iyi şarkıydı. Red Hot Chili Peppers'ın "I'm With You"su da aynı şekilde. "Monarcy of Roses"ı seviyorum ama kalanı, eh... The Strokes'un "Angles" albümü de iyiydi. "Macchu Picchu" bence bu senenin en iyi şarkılarından biri. Belki de en iyisi! Ed Sheeran'a "You Need Me, I Don't Need You"dan kaynaklanan bir sevgim var. Pitbull'u yolda görsem tanımam ama her yerken çıkıyor. Shakira'lı "Rabiosa"yı yazın çok dinledim epey sevdim. Rihanna da öyle, her taşın altından çıktı maşallah. Albümün tamamını dinlemesem de, "Man Down"ın çok iyi bir şarkı olduğunu itiraf etmeliyim. Nilüfer'in "12 Düet" projesi de tamamını sevemedim. Lakin Malt'lı "Ara Sıra Bazı Bazı" ve Hayko Cepkin'li "Aşk Kitabı" dilimden düşmedi. Bon Mod da bu senenin gizli öznelerindendi. "Mama Said Go" acayip iyi şarkıydı. Incubus'tan beklentim büyüktü, hayalkırıklığına uğradım. gene de "Adolescents" single'ı iyiydi. Arctic Monkeys lütfen gözüme gözükmesin. Metallica ve Lou Reed de çıkarken kapıyı kapatsın.


The Strokes - Machu Picchu

Diğerleri...
Şimdi tabii diziydi filmdi konusu uzmanlarına kalsın. Ben 2011'ime en az bu albümler kadar damga vuran videoyu buraya koymazsam olmaz. Buyrun, bir çeşit dillere pelesenk olan efsane video: artık ne görsem "o neydi gız" demekten alıkoyamıyorum kendimi.. Neredeyse konu başlığına "Fwd:FWD:fw:ilet:İlet: O neydi gız aaagagGAGAGAgahahaha ÇOK KOMİK BAKMADAN Geçme :)))))))))))" yazarak e-mail atıcam sağa sola, o derece.



** Yazı Bonus'u... Bu yazıyı o kadar uzun zamanda yazdım ki, şimdi bu maili görmezden gelmek olmaz. Yani blogda bir gram ingilizce yazı olmamasına rağmen nası olduğunu anlayamadığım bir şekilde, Ray Ban gruptan Gray Nathan bana bir mail atmış ve Ray Ban'in "Never Hide Noise" adını verdiği mixtape'ini bloguma koymamı rica etmiş. Önce spam ya da virüs sandım ne yalan söyleyeyim, linki açmadan sağını solunu kurcaladım. Değilmiş. Mailin ilk cümlesi şu: "Yaptığınız işi seviyoruz." Saolasın Gray gardaş diyor, buraya tıklarsanız da tamamen beleş olan mixtape'i indirebiliyor olduğunuz gerçeğiyle sizi başbaşa bırakıyorum... Şimdiden mutlu yıllar.