25 Ocak 2013

“Sevgilime söyleyemediklerimi müziğimle söylüyorum”



olur, uyar... 

Yıllardır müzikte kendine has çizgisini bozmayan ve sağlam şarkılar çıkaran Ayşe Hatun Önal, bu kez ünlü DJ Birol Giray’la elele verdi ve bombayı patlattı: “Sen ve Ben”. İkiliyle bir araya geldik ve merak ettiklerimizi bir bir sorduk.

*** Aktüel'in 6-19 Aralık 2012 sayısında yayınlanmıştır***

Fotoğraflar: Engin IRIZ

1999 yılında Türkiye güzeli seçilen ve modellik kariyerine başlayan Ayşe Hatun Önal, “modellikten şarkıcılığa geçenler” başlığı altında çoğu kez adı geçen isimlerden biriydi ancak onun müzik aşkı geçici bir heves olmadı. 2003’te yayınladığı “Sonunda” adlı maxi single’dan “Çeksene Elini” ortalığı yaktı geçti. 2008’de yayınladığı “Sonunda” albümü’nden “Kalbe Ben”, “Aç Kapıyı” gibi şarkıları da oldukça iyi eleştiriler aldı. Önal, bu kez DJ Birol Giray, nam-ı diğer BeeGee ile elele verdi ve “Sen ve Ben”i geçtiğimiz haftalarda yayınladı. İkili Aktüel’e konuştu.

** 2008’de yayınladığınız “Sustuysam” albümü dönemin en başarılı albümlerinden biriydi. Özellikle de “Aç Kapıyı” hepimizin favorisiydi. Ancak siz o dönem albümü tanıtmak için ekstra bir çaba sarfetmediniz ve tabiri caizse sırra kadem bastınız. Bunun sebebi neydi? Oysa o albüm üzerine gidilseydi daha çok şarkı çıkarırdı…
Çok teşekkürler. Evet o albüm için çok uğraşmıştım, enerjimi bitirmişti çıkana kadar. Albüm çıktığında benim ikinci klibi bile çekecek enerjim kalmamıştı.Geçenlerde internette gezinirken “Aç Kapıyı”nun remix’iyle karşılaştım. Uzun süre sonra ilk kez dinledim, ben de senin gibi “ne güzel şarkıymış neden buna klip çekmedim” diye kendikendime hayıflandım. O albümden kesinlikle çok şarkı yürüyebilirdi. Ne diyelim.. Kısmet değilmiş.
 
** Türkiye’de elektronik müzik yapmak, biraz zor bir mesele. Türkçe’nin de bunda payı var tabii, bir türlü uymuyor, zorlayınca kötü oluyor.
Çok haklısın. Elektronik müzik Batı’da doğmuş bir tarz sanırım, bundan dolayı Doğu’ya tak diye oturması kolay olmuyor. Bu noktada yaratmak, içindeki güçleri serbest kılmaktan geçiyor. Zorlama, matematiksel bir yaklaşım tarzıyla yaptığın iş soğuk ve donuklaşıyor. İşin içine bir de nağmeli bir gırtlak yapınız varsa, dinlenme ve kabul görme durumu iyice çıkmaza giriyor. Özellikle trance sound yapmak istiyorsan, işin daha da zor. Buradan yola çıkarak diyebilirim ki zoru başarmak isteğim var kendimce. Ne kadar başarıyorum, orası sizin beğeninize kalıyor.

** Siz ise sanki bununla doğmuşsunuz gibi, sanki aslında hep bu işi yapmanız gerekiyordu…
Sanki bir tarafım müzik için doğmuş, hayatın kendi başına bir anlamı yok. Hayat bir anlam yaratma fırsatıdır, anlamı ancak onu yaratırsan bulursun. Yaratılacak bir şiir, söylenecek bir şarkı, müzik yaparak bir anlamda hayatıma anlam katmış oluyorum.

** Bizde popa biraz elektronik sos kattınız mı “elektroniğin kraliçesiyim” gibi iddialı çıkışlar yapıyor müzisyenler, siz ise kendi halinizdesiniz. İddiasız olduğunuz için mi yoksa hırsı mı sevmiyorsunuz?
“Ne olursan ol, yol kenarındaki eğreti otu gibi dur” sözünü çok severim, kulağımda küpemdir. Nereye ne kadar kattım bilmem, yapar geçerim. Kibirden uzak durmaya çalışırım beni zehirlemesin diye. Hepimiz aynı okyanusun içindeki dalgalarız ve buna illa ki bir unvan vermek gerekiyor mu? Bence gerekmiyor. Doğa herkese yaratıcı olan bir enerji verir ve bunu kullanmak, katkıda bulunmayı da beraberinde getirir.

“MODELLİĞİ MÜZİK İÇİN BIRAKMADIM”


** Konser vermek, turne yapmak gibi niyetleriniz var mı yeni single ile birlikte?
BeeGee ile yaptığımız bu çalışma sonrasında evet sahne ile ilgili çalışma yapmaya karar verdik. Benim maxi single ocak sonuna yetişirse de turne yapacağız sanırım.

** İyi de kazandığınız bir dönemde modelliği bıraktınız ve tamamen müziğe kanalize oldunuz. Planlarınızda yeniden modellik yapmak var mı?
Modelliği erken bırakmamın sebebi müzik ile ilgili değildi. Tamamen basından uzak durmak istememdi. O zamanlar kalemi olan herkes kafasına göre yazı yazıyordu, şimdiki gibi kendinizi koruyacak kanunlar yoktu. Bu da midemi bulandırıyordu. Ben de çok iyi kazanmama rağmen bıraktım. Fakat zaman zaman reklam kampanyalarında yer alıyorum.

** Bir dönem “modellikten/mankenlikten şarkıcılığa geçenler” furyası vardı. Sizinkinin geçici bir heves, o akıma kapılmış ticari bir iş olmadığı anlaşıldı mı sizce?
Bu soruyu sorduğuna göre anlaşılmış sanırım.

** Çalışacağınız isimleri iyi seçiyorsunuz, Birol Giray ile yollarınız nasıl kesişti?
Ortaköy Zuma’da kesişti. Aslında BeeGee ile beraber bir iş çıkarmayı yıllardır istiyordum. Sonuçta işinde başarılı, Avrupa’da da performansları olan bir isim. Ayrıca Türkiye’de elektronik müziğin yayılmasında öncü isimdir. Bu yaz sonu gibi Zuma’da karşılaştık ve sohbet sırasında neden beraber bir iş çıkarmıyoruz dedik ve sonrası da geldi. Eminim ki bu iş bizim ısınma turumuz. Daha iyi işler yapacağımızı hissediyorum. 

** Yeni maxi single’da BeeGee’nin başka işleri de olacak mı?
Olacak tabii ki. Aslında bu konuda fazla detay vermek istemiyorum.

** Yeni şarkıların kayıt döneminde izleyip çok etkilendiğiniz bir film, okuyup “işte bu” dediğiniz bir kitap oldu mu?
İnsanın dünyada okuyup da faydalanacağı en özel kitap kendi kitabıdır diye düşünenlerdenim. Kendinizi okumayı becerebilirseniz en büyük etkiyi de yakalamış olursunuz. Ama illa ki bir kitap ismi isterim dersen, Don Miguel Ruiz’in “Bilginin Sesi”ni söyleyebilirim. Dönüp dolaşıp kendimi bu kitabın sayfalarında buluyorum.


** Yalnız vokalinizden değil, şarkı yazarlığınızdan da bahsetmek lazım. Basit, yalın, eğlenceli ve vurucu sözler yazabiliyorsunuz…
Aşk insanın sonsuz kaynağıdır. Ben de sevgilime anlatamadığım ya da söyleyemediğim sözleri müzik yaparak ulaştırmaya çalışıyorum sanırım. Sözlerimdeki yalınlığın sebebi toplumsal mesaj verme gibi bir misyonumun olmamasından kaynaklı… İki kişi arasındaki sohbetler gibi yalın, basit ve vurgulu.

** Daha önce bir röportajınızda lisede yazdığınız sözleri notere yolladığınızı, plak şirketlerinden ise geri döndüğünü söylemiştiniz…
O yıllardaki yazdıklarım Türkçe sözlü müziklerde genelde kahırlı sözler vardır ya, sanırım onların yansımasıydı.

** Başkalarının şarkılarını söylemiyorsunuz halen değil mi?
Evet, çünkü kendim yazabiliyorum. Bir de kendi yarattığım işin içinde daha rahat hissediyorum. Dışarıya tamamen de kapatmış değilim kendimi, neden olmasın?

** Yalnız müzik değil, başka alanlarda da iş yapmayı düşündünüz mü?
Oyunculuk ile ilgili çok teklif geldi ama benlik bir iş değil. Gerçekten çok sabır isteyen isteyen bir iş.

** “Her şeyi sıfırlamak” için geçirdiğiniz bir dönemden bahsetmiştiniz. Son dört seneniz nasıl geçti? İç huzuru buldunuz mu?
Sıfır noktasının düşünmemek olduğunu düşünerek bulmaya çalışmak epey bir zamanımı yedi. Düşünceden arındığınızda herhangi bir sınır, herhangi bir engel yoktur. Bu da kişiye huzuru getirir.

** Şehirler sizi zenginleştirir mi, dönüştürür mü? Hangi ülkede, hangi şehirde rahat eder, dolanır, kendinizi iyi hissedersiniz?
Hem zenginleştirir, hem de dönüştürür. Ama bazen bunun tersi de olabilir, gece ve gündüz gibi. Şehir deyince de kalbimin yıldızı kesinlikle New York.

FG VE LOUNGE FM’İN KURUCUSU  DJ BİROL GİRAY:




“Gidip dükkandan CD almak artık eşyanın tabiatına aykırı”

** “Sen ve Ben” nasıl ortaya çıktı?
Ben “Ivy” diye bir şarkı yaptım. Çok tuttu ve sürekli yurtdışına çıkmaya başladım. Trance ve progressive listelere girmeye başladı. Sonra neden kendi ülkemde de bir şarkı yapmayayım dedim. Bunu kim söyler, sözlerini kim yazar diye düşünürken tüm sorular Ayşe’de birleşti. Ertesi gün sözler yazılmıştı ve biz kayıttaydık.

**Nasıl peki tepkiler?
Parçanın dinlenmesiyle ilgili hiçbir zaman şüphem olmadı. Kendi sound’umdan hiç ödün vermedim. Türkiye’nin buna hazır olduğunu düşündüm. Türkçe radyolarda playlist’e girdi, internette ilk 50’ye girdi, YouTube’da binlerce tık aldı. Twitter’da bana gelen övgüleri de gördüm ve yanılmadığımı anladım. Tabii bunda Ozan Çolakoğlu’nun da payı büyük. Aranje ve prodüksiyon işi DJ’lerden geliyor. Bunu bir piyasa için yapmak, “haydi eller havaya” yapmak istemedim. Metroda giderken kulaklığında dinleyen genç biri ne yapmak istediğimi anlıyor artık.

**Klibi ve tanıtımı olacak değil mi şarkının?
Klipte tanıtımda çok değilim. Hayatımız artık digital. İnsanlar da digital oldu. Dinlenmesi çok hoşuma gidiyor. Hardcopy yapmak artık bir hatıra oldu. Klibi de yapacağım tabii, böyle bir görsellik varken yapmamak olmaz (Ayşe’yi gösteriyor).. Yaptığı iki klip var, döne döne izle.  

**Solo albüm yapmayı düşünüyor musunuz?
Kişisel bir albüm yapar mıyım, birine yardım eder miyim bilemem. Önemli olan müzikalite. Bu ülkenin yetiştirdiği biriyim. 99’dan beri bir duruş sergiliyoruz Lounge ve FG ile. Parçayı dinleyince neden daha önce yapmadınız diyenler oldu. Avrupa Müzik de bu fikre ortak oldu, kimse “bu alternatif dans” demedi. Rihanna’nın bir parçasına alternatif diyemiyoruz artık. “Sen ve Ben” de alternatif değil, günlük bir şarkı.

**iTunes Türkiye’nin digital satışa bir faydası olacak mı sizce?
iTunes’un Türkiye’ye büyük fayda sağlayacağını düşünüyorum. Almaya başladık, insanlar da buna alışacaktır. Eşyanın tabiatına aykırı artık gidip dükkandan CD  almak. 80’li yıllarda benim bir parçaya ulaşmam 50 gün falandı. Bugünse bir şarkıyı bulmam bir buçuk saniye sürüyor.

**Elektroniğin bir “beşiği” var mı?
Fransa dünyanın en iyi müzik üreticilerinin çıktığı yer. Ama kim bu işi domine ediyor derseniz, İsveç ve Hollanda’yı saymalıyız. Elektronik müzik ve müzik yapımcılığını hükümet çok destekliyor. Deep house denen şey Almanya’dan geliyor. İngiltere ise eskisi gibi değil.