24 Mayıs 2012

İyi ki döndün, Garbage!

Gerçekten iyi bir 45'lik :)
Shirley hiç gitmemişti ki…


Çok klişe bir söz vardır bilirsiniz, “seviyorsan bırak, dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır ki” diye. 90’ların en popüler gruplarından Garbage’ın yeni albümü “Not Your Kind of People” bizde o hissi yaratıyor, aslında. Biliyorsunuz albümden çıkan iki single aylar önce yayınlanmıştı: ABD için “Blood for Poppies” İngiltere içinse “Battle in Me”. İki single de Garbage sevenler için bomba etkisi yaratıyor ama biz, “Battle in Me”nin YouTube altı yorumlarından birine katılıyoruz: “Diğer şarkı güzel ama bu şarkı ÖLÜMCÜL”. Kesinlikle öyle. Birikmiş birikmiş ve en sonunda da patlamış bir şeyler var Garbage’ın yeni şarkılarında. Yaşlandıkça şarap gibi daha da güzelleşen Shirley Manson da durumu müzik dergisi Spin’e teyit etmiş: “Bitmediğini biliyordum. Birkaç yıl önce Coachella festivalinde bir kıvılcım hissettim. Kafese kapatılmış bir aslan gibiydim” diyor. Gençliğindeki gibi her şeyi kafasına takmadığını da anlatıyor: “Eskiden insanlar grubumu ya da müziğimi sevmezse çok üzülürdüm, şimdi o kadar da hassas değilim” diyor. Onu en çok gaza getiren gruplarsa The White Stripes ve The Strokes olmuş. “2005’teki son turnemizde sahneye çıktığımda çok yorgun hissediyordum, kan basıncım bile aynıydı. Heyecanlanmıyordum. Bir şeyler yanlıştı. Kötü seçimler ve kötü müzikler yapmak istemedim” diyor. İyi ki geri dönmüş, Garbage. Biz onları boşuna sevmediğimizi biliyorduk.

Blood for Poppies (US single)


Battle of Me (UK single)



(Bloga not*** "Not Your Kind of People" sahiden iyi bir albüm. Beklemeye epeyce değdiğini düşünüyorum. "Automatic Systematic Habit", "Felt" ve "Not Your Kind of People" çok iyi şarkılar. Hatta NYKOP sabahları uyandığımda kafamda dönüyor. Güzel bir his, bunca yıldan sonra...)


“O grup” siz olursanız…
Müzik yarışmaları sahiden endüstriye ne katıyor konusunu birkaç kez tartışmaya açmış ve meselenin yarışmaya, organizasyona ve jüriye çok bağlı olduğunu söylemiştik. Müzik camiası içinde markaların bir hevesle girişip sonrasında ipin ucunu bıraktığı yarışmaların dışında az ve öz yarışma var. Roxy Müzik Günleri ve Rock’n Dark bu konuda yıllardır söz sahibi olmuş yarışmalar, mesela. Radyo Eksen ve Babajim Stüdyoları’nın desteğiyle gerçekleşen Be the Band de bu grubun içinde sayılabilir. Yarışmadan geçen sene birinci çıkan Neyse’nin kendi adını taşıyan ilk albümünün başarısı; “Hokkabaz”, “Siyah” ve son klipleri “Kırık”ta gördüğümüz gibi Be the Band’ten derece alırsanız, sonrasında da işi çok ciddiye alan bir ekiple çalışmak gibi müthiş bir lüksünüz olacak, o kesin. Yarışmaya 1 Haziran’dan itibaren turkcellmuzik.com/betheband  adresinden başvurabiliyorsunuz. Birinci olan grup, yazın Babajim’da bir albüm kaydedecek ve albüm sonbaharda yayınlanacak.

** Bu arada Neyse, line-up’ında Kaiser Chiefs, Damien Rica ve Yuck gibi isimlerin de olduğu bu seneki One Love Festival’de de (14-15 Temmuz)  sahne alıyor, bilgilerinize sunulur.


Düğün şarkılarına bir-ki…
Yine döndük dolaştık, yılın “düğün mevsimi” dönemine denk geldik. Bu dönemde ne giyeceğimiz kadar aslında gittiğimiz düğünde ne dinleyeceğimiz, daha doğrusu neye maruz kalacağımız da epey mühim bir nokta. Gittiğiniz ortamda çıkarıp iPod kulaklığınızla dolanmak zorunda kalmak istemiyorsanız, gelin ve damada ellerinizle yapıp zipleyeceğiniz bir liste o gün hayat kurtarabilir. Çaktırmadan düğünün DJ’ine de takdim edebilir, halay öncesi kendinize güzel bir dünya yaratabilirsiniz. Buyrun, konu ve şarkı sözleri bakımından tam düğünlük listemiz. Eğer gideceğiniz düğünde böyle bir şansınız yoksa bile, önden dinler eşinize dostunuza çalarsınız, fena da olmaz hani…

** Richard Ashcroft- A Song For the Lovers
** Pearl Jam- Soldier of Love
** Travis- Love Will Come Through
** Bright Eyes- This is the First Day of My Life
** Black Box Recorder- These Are the Things
** Hooverphonic- Mad About You
** Paolo Nutini- Candy
** Cure- Lovesong



*** 24 Mayıs- 6 Haziran 2012 Aktüel dergisinde yayınlanmıştır***