Azaelia Banks, RHCP, Odylle, Biz...

Müzik dünyası Azaelia Banks’le sallanıyor

Son dönemde MTV’de sık sık dönen “212” şarkısına mutlaka denk gelmişsinizdir. Şarkıdaki sevimli ve güzel kız 1991 doğumlu Azealia Banks. Bakmayın sizin onun Lazy Jay eşliğinde kikir kikir saydırmasına, hafif mahçup hallerine. Banks aslında bu şarkıda epey ağır sözler eşliğinde Nicki Minaj’a diss atıyor. Şarkıda da geçen ve daha çok siyahları aşağılamak amaçlı kullanılan “nigga” (nigger) aslında kelime anlamıyla değil, “Nicki”ye olan benzerliği nedeniyle kullanılıyormuş, örneğin. 

Banks argosu bol şarkıda “Ben ortaya çıktığımda ne yapacaksın, hayatının sonu yaklaştı, bu b.k benim, benim” diyerek ortalığı kızıştırıyor. Anlaşılan o ki, aslında aynı okula giden ikiliden Banks önce “siyah Barbie” olarak müzik dünyasına atılma hazırlıkları yaparken, hatta bunla ilgili bir şarkı bile yazmışken Minaj ondan önce davranıyor ve konsepti çalıyor. Bunun üzerine küplere binen Banks de “212”yle alıyor intikamını. Interpol’ün “Slow Hands”ini de coverlayan Banks bir röportajında “Nicki Minaj her an bir Interpol coverlayabilir, şaşırmayın” diyor. Bize göre Banks bu şarkıyla 2-1 önde. Bakalım Nicki Minaj gole koşabilecek mi? Göreceğiz.

RHCP neden stadyumda yapılamıyor?

8 Eylül Red Hot Chili Peppers konseri açıklandığı günden beri gündemimizden düşmek bilmiyor. Ancak konser haberi geldiği günden beri kafaları kurcalayan bir soru vardı, o da neden bu kadar büyük çaplı bir konserin tıpkı Madonna gibi herhangi bir stadyumda yapılmadığıydı. Zira bol Grammy’li ekibin koca bir stadyumu hıncahınç dolduracağı aşikârdı… Hakkında birhayli kulisi yapılan meselenin aslında çok basit bir açıklaması var. Konser, futbol sezonuna denk geldiği için stadyumda yapılamıyor. Madonna için öyle bir sorun yok, 7 Haziran’da ligler çoktan bitmiş oluyor. Pozitif prodüksiyon ekibinden gelen açıklama şöyle:

“Bu konser tarihinin futbol sezonuna denk gelmesinden dolayı bahsi geçen statlar kullanılamadı. Konserin kapasite, lokasyon ve daha pek çok alandaki ihtiyaçlarına cevap verebilen santralistanbul ise stat dışında bu deneyimi en iyi şekilde yaşatabilecek bir mekan olduğunu düşünüyoruz. Santralistanbul; Haliç’in kıyısında, 118 dönüm yeşil alanda kurulu, kentin her bölgesinden rahatlıkla ulaşılabilecek çok amaçlı bir alan olarak kültür ve sanatseverler tarafından aktif olarak kullanılabilmektedir. Mekan, uzun yıllardır sayısız konser, yazın en büyük festivali olan Efes Pilsen One Love ve Fanta Gençlik Festivali kapsamında Tarkan 2011 turnesi  gibi bir çok etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. Şehir merkezine yakınlığı, toplu taşıma alternatiflerinin olması ve çok işlevli konser sahnesinin amaca göre büyütülüp küçültülmesi  alanı özgün kılan en önemli faktörler arasında yer alıyor.”

   

Biz’e kulak kesilin

2008 yılında kurulan ve Dogzstar, Peyote ile birçok üniversite festivalinde çalan Biz’in, geçtiğimiz günlerde Roxy’de ilk albümleri “Müzik İstiyoruz” vesilesiyle lansman konserinde bulunduk. Mehmet Güren, klavye veri geri vokallerde Damla Pehlevan, davulda da Osman Konuray’dan oluşan yetenekli bir ekip, Biz. Ekibin MİAM’da vintage mikrofonlar ve 70 öncesi klavyeler eşliğinde kaydettikleri ve We Play etiketiyle yayınladıkları albümleri epey iyi. Mastering’te Pieter Snapper imzası var. Fight Club’ın sonunda çalarak hafızalara kazınan Pixies’in ünlü “Where is My Mind?”ının Türkçe adaptasyonu için vokalist Frank Black’ten 2003 yılında kopardıkları izin sonrası şarkıyı albüme de “Aklım Nerede?” adıyla yayınlamaya karar vermeleri isabet olmuş. Çok bilinen ve sevilen bir şarkıyı tamamen Türkçe sözlerle adapte etmek riskli iştir, Türkçe’nin sert sessizleri şarkıyı bir cehenneme çevirebilir ancak Biz bu işi tıpkı Athena gibi iyi kotarmış. (Hatırlarsanız geçen yaz Athena da “Ben Böyleyim”le Frank Sinatra’nın ünlü “My Way”ini çok başarılı bir şekilde adapte etmişti.) Bu arada gruptan Damla ve Mehmet bu şarkıyla Galatasaray Lisesi adına ödül de kazanmış. Biz’in altyapısına, vokallerine diyecek sözümüz yok, ancak şarkı sözlerinde biraz daha kalem sallamaları lehlerine.

5 Soru 5 Cevap: Odylle 

Beş kişiden oluşan grubunun kurucusu ve vokalisti, 27 yaşındaki Fleur Odylle “İstanbul, Bana Ne Yaptın?”la huzurlarınızda.

 

Müziğinizi kendi cümlelerinizle nasıl tarif edersiniz?

Hollandalı ve Türk, pop soslu mutlu caz.

İstanbul’un en çok nesinden vazgeçemediniz?

Ben İstanbul’un beklenmedikliğini seviyorum. Tıpkı büyülü bir kutu gibi, sürprizlerle karşılaşıyor insan.

 

İstanbul şarkınızda taksicinin dikiz aynasından size bakıp sizin bir “yabancı” olduğunuzu anladığını anlatıyorsunuz…

Bu insanın her ülkede başına gelebilecek bir şey. Eğer farklı görünüyorsanız bazı insanlar size karşı ekstra kibar ve pozitif olabiliyor, bazıları da negatif algılayabiliyor. Sizi dolandırmaya çalışan sürücüler ise çok sinir bozucu oluyor, bu yüzden zor durumlarda kalabiliyorum.

 

Türk mutfağıyla aranız nasıl?

Yaprak sarmasına bayılıyorum! Albüm lansmanı gecesi bir sürü yaprak sarma ikram ettik gelenlere. Bir de Türk kahvaltısının büyük fanıyım. Sağlıklı, taze ve aradığım her şeyi bulabiliyorum.

 

Türkçe müzik sever misiniz, kimleri dinlersiniz?

Ekibimi Can Bonomo’yla paylaştığım için kendisini sık sık dinliyorum! Caz sayılır ama ben Elif Çağlar’ın ve Çağrı Sertel’in de hayranıyım. En büyük kahramanım ise Nil Karaibrahimgil. Kraliçe ise Sezen Aksu elbette.


*** Aktüel 10-22 Mayıs 2012 sayısında yayınlanmıştır***