23 Mart 2012

Konser akustik, Twitter elektrikli!


Fotoğraf: Murat Dürüm
 Konser izlenimine başlamadan önce başımıza gelen komik meseleden bahsetmek isterim.

Birkaç hafta önce bir Cuma akşamı, üşenmeyip yeni bir Anadolu yakalı olarak Kadıköy Barlar Sokağı ruhuna girmek istedim ve Karga'daki Melis Danişmend konserine gittim. Bugüne kadar Taksim ve Tünel dolaylarında o kadar çok dolandım ki (o zamanlar eve yakın olan oralardı) biraz da "o yaka"nın havasını solumak istedim. Konser izlenimini az sonra okuyacaksınız ancak sonrasında gelişen öyle komik şeyler oldu ki yazmam lazımdı!




Konseri izledikten sonra Melis'e mail attım ve konserden birkaç kare fotoğraf istedim. Normalde mekanlar kendi profesyonel fotoğrafçılarıyla çalıştıkları için, giderken foto muhabiri götürmeyi düşünmemiştim. Melis Karga'yla konuştu ama profesyonel bir fotoğrafçıyla çalışmadıkları için, mekan meseleye yardımcı olamadı. "O gece profesyonel makineyle çekim yapan biri vardı" dedi Melis en sonunda ve kendisine ait Facebook ve Twitter hesaplarından "Karga'da çekim yapan arkadaşı arıyoruz..." konulu bir ileti yazdı. Ne olduysa ondan sonra oldu. Melis'in yazdığı "mention" içinde  olduğumdan maalesef bir sürü ilgisiz insandan gelen saçmasapan mesaja ben de onunla birlikte maruz kaldım. Evet Twitter'da öyle bir şey var, anlamsız birçok yorumla karşılaşma durumu oluyor ancak bu bambaşkaydı. İleti çok açıkça Karga'da çekim yapan arkadaşı aradığımızı söylüyordu ancak mesaj atan herkes ne hikmetse bizim bir fotoğraf çekimi planladığımızı düşündü... Fotoğraf çekimini kiminle yapacağımızdan, nerede yapmak istediğimize dair onlarca mesaj geldi. (Aralarda gelen taciz mesajlarını işin içine katmıyorum bile!) Sonuçta şunu anladım: İnsanlar ya okuduklarını anlamayacak kadar gerzek ya da orada açıkça ne yazdığını hiç okumayacak kadar tembel.

Sonuçta fotoğrafı çeken arkadaşı bulup halaya koştuk elbette ama o anlamsız mesajlar gelmeye devam ettiği için "arkadaşlar  biz bir çekim planlamıyoruz" diye ayrı bir ileti yazmak zorunda kaldık. Twitter'da varlık gösterdiğim şu son birkaç yıldır bu kadar hırpalandığım nadir anlardan biriydi herhalde!

İşin ikinci güzel yanı, bu konuda benden iki kat daha fazla hırpalandığını tahmin ettiğim Melis Danişmend'in bu duruma gülmekten ve kendini sorgulamaktan, yeni bir şarkı yazmaya başladığını öğrenmek oldu :)

Gelelim yazıya..

***15-28 Mart 2012 Aktüel dergisinde yayınlanmıştır***


Kadıköy adabı: Sakin, huzurlu ve kaostan uzak bir gece

KONSER: Melis Danişmend, Daha Az Renk “Akustik”
TARİH: 2 Mart Cuma
MEKAN: Karga, Kadıköy

Müzisyen ve müzik yazarı Melis Danişmend’in “Daha Az Renk” adını verdiği ilk solo albümü üzerinden epey zaman geçti. Danişmend, hem birlikte bir albüm de yayınladığı üçnoktabir, hem de bar grubu Spitney Beers zamanından beri sahne almaya alışkın bir müzisyen. Ama o zamandan bu zamana çok şey değişti. Şarkılar yenilendi, müzisyenin sahne hakimiyeti daha da arttı, ses rengi bile demlene demlene iyice kendini buldu.

Karga, mekan olarak Danişmend için özel bir sahne. Zaten konser esnasında da bunu sık sık dile getiriyordu, kendisi. Normal şartlarda Beyoğlu sahnesinde konser izlemeye alışmış olan dinleyiciler içinse farklı biraz, Kadıköy adabı. Belki de Danişmend için Karga sahnesini bu kadar özel kılan şey budur: tam vaktinde başlayan konser ve gerçekten yalnızca müzik dinlemeye gitmiş bir seyirci kitlesi.

Gece rotayı iyi bir konser izlemek için gidenler iyi bilir. Beyoğlu’nda iyi ses sistemi olan mekan bulmak çok zordur. Hadi buldunuz, eğer o gece “nereye aksak” derdinden muzdarip bir kalabalık varsa (ki genelde vardır) onlardan kaçmak daha zordur. Çünkü bu kalabalığın derdi konser falan izlemek değildir. Jöleyle saçı kabartandan sahne önünü göremez, sahnedeki sanatçıyla yakından uzaktan alakası olmayan insanlar yüzünden dinlediğinizden hiçbir şey anlamazsınız. Kapıda “benim artı birim nerde” diye soran kızgın davetliler arasından kendinize bir yol bulmaya çalışırsınız. İçeri girmeyi bir şekilde başardıktan sonra, konserin başlamasını beklersiniz. Çünkü Beyoğlu’nda hemen hiçbir mekanda konser vaadedilen saatte başlamaz. En az yarım, ortalama olarak da bir saat beklersiniz.

“Kadıköy adabı”ndan mıdır bilinmez ama Karga konserinde bunların hiçbiri yaşanmadı. O meşhur “barlar sokağı” kalabalığında bile kargaşa yoktu. Konser, mekanın en üst katında bulunan küçücük bir salondaydı. Tam vaat edilen saati olan 10 buçukta başladı. İzleyicilerin bir kısmı yere oturmuş, yeni gelenlerse ayakta son derece “medeni” şartlarda gerçekten Danişmend’i dinlemeye gelmişlerdi. Babylon gibi mekanlar içinde görmeye alıştığımız “fazla şekilli” dinleyici pek yoktu. Üniversiteli, muhtemelen “ekşi sözlük” alışkanlığından kopmamış, elinde cep telefonuyla ikide bir tweet peşinde koşmayan, ekseriyetle gözlüklü ve sevimli güzel bir kitle vardı. Hemen herkes şarkıları biliyor ve bir ağızdan söylüyordu. Biraz mekanın havalandırma problemi dışında hiçbir sorun yoktu.

İKİ YENİ ŞARKI DA SÖYLEDİ


Konser “Sır”la başladı, ardından “Büyük Kaçış” ve “Ucuz” geldi. Metropolis’in “Gel Gör Beni”sini Hakan Kurşun’un “Boğazın Üstünde”si takip etti. Ardından yine albümden “Köprünün Tam Üstünde” ve klip şarkısı “Kettle” geldi. Yavuz Çetin’in “Her Şey Biter”ine albümün çıkış şarkısı “Bin Doz Öfke” eklendi.

Danişmend, konserde iki yeni şarkı söyleyerek dinleyicilerine sürpriz yaptı. “Bu şarkıların sahnede pişerek şekil almasını istiyorum” dedi ve önce “Karşılıksız”ı, konserin sonlarına doğru da “Sükutun Altın Olur Mu?”yu söyledi.

Athena’nın “Arsız Gönül” cover’ı ise konserin en eğlenceli anlarından biriydi. Bu şarkı, Danişmend’in sakin performansıyla epey ilginç bir hale büründü. Blind Melon’un “No Rain”i ile devam eden konser, Ajda Pekkan klasiği “Son Yolcu” ile iyiden iyiye “her telden” kafasına girdi. “Sarhoşken Pişkin Ayıkken Pişman”ın ardından Duman’ın “Haberin Yok Ölüyorum”u geldi. Danişmend’in Feridun Düzağaç şarkıları albümünde de söylediği “Çok Geç” bir harikaydı. Konser, albümdeki favori şarkımız “Her Şey Normal”le sona erdi. Tüm bunların üstüne bir doz Pearl Jam “Jeremy” iyi gitti. Sonrasında ise “Her Şey Biter”, “Bin Doz Öfke” ve “Haberin Yok Ölüyorum” bir kez daha geldi.

Melis Danişmend’i küçük bir sahnede, samimi bir dinleyiciyle birlikte dinlemek bambaşka bir hava yaratıyor. O hava, festivallerde ya da daha büyük bir sahnede öyle çok hissedilmiyor. Müzisyen, “Daha Az Renk” için bir akustik bir sert iki farklı seride konser veriyor. Ne yalan söyleyelim, onun ses rengine en çok akustik seri yakışıyor.

***15-28 Mart 2012 Aktüel dergisinde yayınlanmıştır***