15 Mart 2012

Aktüel 15 Mart sayısında: Erkin Koray, Can Bonomo, Halil Sezai, Kolpa, Adele, Fun ve Ünlü

Grunge’ı Erkin Baba kurtarır mı?


Etrafınızda “Grunge öldü” diyen birilerini bulmak kolay. Malum, çeşitli janralar arkadaş sohbetlerinde ara sıra ölüyor. Sonra bir bakmışsınız dirilmiş. Metal, en çok ölenlerden biri mesela. Ama Slayer Türkiye’ye gelince yeniden diriliyor falan. Neyse konuyu dağıtmayalım. 90’larda Seattle akımı zamanında özellikle Nirvana, Alice in Chains, Soundgarden ve Pearl Jam’le birlikte şahlanarak coşmuş grunge akımı, birkaç yıl öncesine kadar Alice in Chains’in yeni solistiyle yeni albüm yapması, Soundgarden’ın Chris Cornell’i de alarak 2010’da yeniden birleşmesi ve Pearl Jam’in “Ten”in 20.yıl belgeleselini yayınlamasıyla kendini hatırlatmıştı ama gene de grunge müzik 90’lardaki gibi olmadı, olamadı. Peki “Erkin Koray’ın konumuzla ilgisi ne” diyeceksiniz...
Duyduk ki Erkin Koray tası tarağı toplamış, Seattle’a gitmiş ve orada kendisine bir ekip kurmuş. Ekibinin tamamı da zaten orada yaşayan Amerikalı müzisyenlerden oluşuyormuş. Biliyorsunuz Erkin Baba yurtdışında çok seviliyor ve dinleniyor. (Yakın zamanda  “Meçhul” albümü prestijli müzik sitesi Pitchfork’ta değerlendirilmiş ve 10 üzerinden 8.1 almıştı.) Koray burada bir albüm kaydetmiş ve yayınlamak için gün sayıyormuş. Tabii grunge mı yapıyor, Türkçe mi yapıyor o kadarını bilemiyoruz ama şimdiye kadar duyduklarımız bunlar. Bir de güzel haber var tabii, Erkin Baba muhtemelen nisan ayı sonlarına doğru Ghetto’da çalacak. Dolayısıyla belki de o konserde hem yeni ekibini hem de Seattle’da kaydettiği yeni şarkılarını dinleme şansımız olabilir. Orada göreceğiz. Eğer şarkılar “Seattle havası” alırsa belki de grunge’ı bu kez Erkin Baba kurtarır, kimbilir?

Ne dinliyorsun yurdum?

Kolpa denizin soğuk tarafında
TTNet’in “en çok dinlenenler” listesi Türkiye’nin aynası. Eurovision şarkımız “Love Me Back” ile Can Bonomo, şarkı açıklandığından beri listenin zirvesinde. (Kendisinin “Meczup” albümü satışları da patlamış duyduğumuza göre.) Demek ki şarkıyı çok sevdik. Bizim şarkıyı sevip sahiplenmemiz, Almanya’daki vatandaşlarımızın oylarıyla Eurovision’da iyi bir derece demek olabilir, ilk 5 diye düşünüp umut edelim. Dönelim listeye. Bonomo’nun ardından “Senden Sonra” ile Rafet El Roman, “Yatağın Soğuk Tarafı” ile Kolpa, “İsyan” ile Halil Sezai ve “Acıyor” ile Göksel var. Depresyonu, acıyı, sızıyı pek seven Türk halkı olarak yine döktürmüşüz, belli. Halil Sezai belli ki acı seven kulaklara Müslüm Baba’nın yokluğunda ilaç gibi gelmiş. Kolpa da “Yatağın Soğuk Tarafı”yla neredeyse arabeske kaçmış. Bu kadar ağrı sızı içinde Eurovision şarkımızın neşeli, umutlu ve eğlenceli olması insana bir nefes aldırıyor.

** Bu arada listede bu ara herhangi bir şarkısı görünmüyor ama Türkiye’de halen CD satışından para kazanan bir şarkıcı var, o da İsmail YK. Kendisi haftada ortalama olarak 1000 albüm satıyormuş. Dikkat, internetten indirme oranı değil, bu bildiğiniz kanlı canlı CD satışı.


“Gol sonrası sevinci” şarkısı

Fun.'a ölüyoruz Fun.'a bitiyoruz
Peki Türkçe müzikle işim olmaz diyenler ne dinliyor? Billboard ya da İngiltere listelerini yıkıp geçen isimler bize biraz geç intikal ediyor. Adele örneğinde gördük, kendisi zaten “19” albümüyle çıktığı anda azize olmuştu kendi ülkesinde. Aradan üç sene geçti, “21” albümü çıktı. Şimdi Adele söylemeyen bir cover grubu, Adele’in çalmadığı herhangi bir liste bulmak imkansız. Bunun dışında şu ara en çok sevilen gruplardan biri Fun. 2008’den beri aktif olan New Yorklu Fun.’ın Janelle Monae ile olan “We Are Young” düeti enfes. Sony Music çıkışlı Foster the People da “şu çalan şarkıyı çok seviyorum ama kim söylüyor bilmiyorum” klasmanına dahil edilebilecek bir diğer ekip. Grubun “Pumped Up Kicks”ini mutlaka dinlemiş, bir yerlerde duymuşsunuzdur. Gruba yurdumuzdan olan alâka Sony Music’i bile şaşırtmıştı, hatta. The Black Keys’i artık söylememize gerek bile yok herhalde. Bir de yine TTnet listesine de girmeyi başarmış Brezilyalı müzisyen Michel Telo var. Onun da “Ai Se Eu Te Pego” (“Eğer seni yakalarsam” demekmiş) özellikle dans figürleri çok konuşuluyor. Ronaldo, Neymar gibi futbolcular da şarkı eşliğinde “gol sonrası sevinci” yapınca mesele kalmadı. 

5 Soru 5 Cevap: Ünlü

Tayfun Ünlü
   16 Mart’ta Ghetto sahnesinde izleyeceğimiz efsane topluluk Ünlü, “Rumi” adını verdikleri dört şarkılık bir EP ile sahalara geri dönüyor. Ünlü’nün as adamı Tayfun Ünlü’yle konser öncesi konuştuk.

** 90'larda unutamadığımız “Rüya”, “Estarabim”, “Kafam” gibi muhteşem şarkılar barındıran “Son Defa” ile “O ve Z'nin Hikayesi” sonrası sizden uzun süre haber alamadık. Neden bu kadar uzun süre ara verdiniz?
Aslında müziğe ara vermedik, belki istemeyerek Ünlü’ye ara verdik. Biz gerçekten Ünlü’yü özel hayatlarımızdan dolayı unuttuk. İnternette hareketler olunca sonrasında, tekrar bir şey yapsak mı diye tereddüt ettik. 2010’da yeniden konser vermeye başladık. Tepkiler gayet güzel olunca… bir Ünlü albümü daha yapalım dedik.

** “Rumi”nin EP olmasına nasıl karar verdiniz, neden 10 şarkılık bir albüm yapmadınız? Önümüzdeki yılarda böyle bir planınız var mı?
Açıkçası, 2005 ile 2010 arası 25 beste yaptım. Bunların içinden 10 tanesi albüm için seçilecek. Sürekli fikir değiştiriyoruz. Şimdilik dört şarkılık bir EP yapalım, sonra şarkıları seçmek daha kolay olacak dedik. Amacımız bir konsept albümü yapmak.

** Ünlü'yü progresif rock sound'u, oryantal ezgileri sayesinde bilindik şarkıları bambaşka coverlar haline getirmesiyle biliyor, hatırlıyor birçok dinleyici.  Hatta cesur klipleriniz de o dönem işler içinden sıyrılır, hafızalarımıza kazınırdı. Geçen yıllardan sonra “Rumi” ile birlikte -hem müzikal hem de genel olarak-  Ünlü'de neler değişti, neler evrimleşti?
Aslında Ünlü değil biz değiştik. Kendimizi tekrarlamak istemedik. 15 yıl heçti, biz de yaşlandık. Fikirler, hayata bakış açısı, yaşam tarzı değişti. Müzik de değişti. Keşke arada bir ya da iki albüm daha olsaydı. O zaman dinleyiciler yeni Ünlü tarzına daha çok anlayış gösterebilirlerdi. Şimdi birkaç eski fanımız hayal kırıklığı yaşayabilir. Ama yapacak bir şey yok. Çünkü müzik bizim için hem eğlence hem de felsefe.

** “Rumi”, Mevlana'nın Batılı kaynaklarda geçen adı, en bilinen tanımıyla. Ünlü için anlamı nedir, ne olmuştur?
Rumi’nin özgürlüğü ve bağımsızlığı; aynı zamanda kimsenin özgürlüğünü engellememesi benim için bir örnek. Onu müziğimle 2012’ye taşımak istedim.

** Son olarak, uzun yıllardır müziğin içinde olan bir grup olarak, Türk rock müziğinde 90'larla 2010'lar arasında nasıl bir fark gözlemliyorsunuz?
Maalesef  Türkiye’deki rock dünya şartları düşünüldüğünde yetersiz. Bu da bizim için yeniden Ünlü’yü canlandırmamızdaki sebeplerden biriydi belki de.


***Aktüel 15-28 Mart 2012 sayısında yayınlanmıştır***