9 Eylül 2011

Sorma neden niçin, her şey yalnızlıktan… *

*** 18-31 Ağustos 2011 Aktüel dergisinde yayınlanmıştır***

MÜZİĞİ BIRAKAN TEOMAN’IN RUH HALİ


Teoman’ın müziği bıraktığını açıklaması geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan konusuydu. Dikkatle bakıldığında ani gibi görünen bu kararın sinyallerini veriyordu aslında ünlü müzisyen. Peki bu gidişin anons edilmesinin altında ne yatıyordu? Psikologlar ve sektörün içindekilerle Teoman’ı ve gitme kararını mercek altına aldık.  

SEBLA KOÇAN
sebla.kocan@aktuel.com.tr


Kimine göre Türkiye’nin belki de tam anlamıyla “rock yaşayan” nadir müzisyenlerinden biri. İlk albümünü yayınladığı 1996 yılından bugüne Türk rock tarihine “Paramparça”, “Bazı Yalanlar”, “Papatya” gibi sayısız hiti armağan etmiş üretken bir müzisyen… Yakın dönemlerde eski albümlerini mumla aratır olmuşsa da son albümü “Tek Başına Dans”la heyecanlandırmış, bu albümle ilgili kimseye röportaj vermeyip Zaytung’a “yıllardır yalnız, bohem adam olmanın ekmeğini yiyorum” diye röportaj verip kendikendiyle dalga geçebilmiş bir rockstar… Kimine göreyse bir bar çıkışı alkolü fazla kaçırmış, kolunda birkaç kızla evinin yolunu tutan ve kimin ne düşündüğünü umursamayan biri…

Teoman geçtiğimiz günlerde, basına müziği bıraktığını açıklayan iki mektup yazdı. Tıpkı hayranı olduğu ve “Gönülçelen” albümüne isim babası olan yazar J. D. Salinger gibi o da çekip gitmeyi seçti. Tek farkı, 1951’de “Çavdar Tarlasında Bir Çocuk”dan sonra ortalarda görünmemeye başlayan  Salinger basına bir açıklama yapmamış, 1980’den sonra röportaj vermeyi aniden bırakmıştı. Teoman, mektupların ilki başına dert olunca iki gün sonra bir yazı daha kaleme aldı ve samimi bir dille medyanın ilgisinden çok sıkıldığını, biraz rahat bırakılmak istediğini yazdı. Ancak dikkati çeken nokta, mektubunda kaybettiği iki yakınından bahsetmesiydi. Teoman artık sevdikleriyle daha fazla vakit geçirmek istiyor, bunun için “hâlâ aşığım” dediği müziği bırakıyordu.
Ersin Bayramkaya

Funda Sanlıman
TEYZESİ VE REKLAMCI MURAT ÇETİNTÜRK’ÜN VEFATI ONU SARSTI
Teoman’ın ani kayıplarıyla sarsıldığı iki yakınından biri, Brezilya’da balayında geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybeden reklamcı Murat Çetintürk’tü. Hatta Teoman bizzat Brezilya’ya giderek cenazeyi teslim alan isimdi. Bir diğer acı ölüm ise sebebi bilinmeyen mikrobik bir rahatsızlıktan ötürü aniden vefat eden teyzesiydi.  Müzisyenin ilk günden bugüne menajerliğini yapan Funda Sanlıman, Teoman’ın yakın zaman içinde yaşadığı bu iki ani ölümün onda derin izler bıraktığını söylüyordu: “Teoman için bu iki büyük kayıp, onun kendine dönmesini sağladı ve bu da müziği bırakma kararında etkili oldu”.

Murat Çetintürk
İNDA’dan uzman psikolog Ersin Bayramkaya’ya göre Teoman’ın bu kararı vermesinde etkisi olan kayıplardan bahsetmesi çok manidar: “Sevilen kişilerin kaybı sonrası yaşanan dönem insan hayatında önemli değişimleri de beraberinde getirebilmekte.” Bayramkaya, bu tip kayıplar için yas tutmanın normal, hatta kişiyi iyileştirmeye götüren yolun başlangıcı olduğunu söylüyor: “Yas sürecinin kendi içinde bir takım evreleri vardır ve birçoğumuz bu evrelere benzer tepkiler veririz. Yas süreci önce inanmama, inkâr, şok ve öfke ile başlar sonra olanı biteni gözden geçirme/durumu anlamaya çalışma, depresyon ile devam eder, kabul ve hayatı tekrar düzenleme ile son bulur. Böylece kayba uyum sağlar ve öncesinden farklı da olsa yaşama devam ederiz” diyor. Bayramkaya insanların yas tutmak için iç dünyalarına fazla çekilme ihtiyacı duyduğunu söylüyor. Ancak bu acıyı yaşayan ünlü biri olursa işin zorlaştığını, Teoman’ın bu baskıyı yoğun bir şekilde hissetmemek için bu kararı verdiğini düşünüyor.


Teoman’la daha önce röportaj yapma şansı da olmuş, ünlü psikolog Cenk Erdem de medya ve fanların Teoman’ın üstüne fazlasıyla gittiğinden dem vuruyor ve Teoman’ın psikolojisinin son dönemde çok da iyi olmadığını gözlemlediğini söylüyor: “Bir konserine denk gelmiştim geçen ay Kıbrıs’ta. Tıpkı şarkısında olduğu gibi paramparçaydı. İnsan kayıp döneminde bırakın müziği bırakmayı, her şeyden elini çekmek isteyebilir. Teoman’la tanıştığımda keyfine çok düşkün, kendi hayatıyla, kendiyle en meşgul profil olduğunu görmüştüm. ‘Keyfimi bozan her şeyi hayatımdan çıkarırım’ demişti. Bu bir eşya da olabilir, sevgili de olabilir. Bu dönem keyif vermediği için hayatından müziği çıkarıyor işte” diyor ve ekliyor: “Cıvıl cıvıl bir adam değil Teoman, kadınlar o yüzden onu seviyor, karizmatik ve umursamaz bir adam. Konforlu olduğu yeri evi. Şu an bu hüznü yaşamak istiyorsa müzikten uzaklaşacak. Belki de bu melankoliyi yine müzikle çözecek.” Ünlü psikolog, Teoman’ın mektuplarını şöyle değerlendiriyor: “Narsistik özellikleri olabilir. Narsist insanlar yıkım anlarında etrafın dikkatini çekmek istemez görünebilir ancak bu istek bilinçaltında işleniyor olabilir.”

AYLİN ASLIM: “BEN OLSAM ANONS ETMEZDİM”
Aylin Aslım
Tıpkı Teoman gibi uzun yıllardır müzik sektörü içinde olan Aylin Aslım ise “ben olsam anons etmezdim” diyor: “Her şey her zaman bırakılabilir; herkes her şeyi bırakabilir, istediği zaman geri dönüp özlediği şeye devam edebilir. Teoman zaten bu düşüncelerini bir önceki albümünden beri paylaşıyordu yakın çevresi ile. Buradaki gibi oldukça kısır ve amorf bir müzik piyasasında 9 albüm hiç de azımsanacak bir emek/zaman değil; dolayısıyla hayatta başka bir şeyler aramak da hiç acayip değil. Teoman şarkı yazarlığı bir yana; sıkı bir okur, sıkı bir entelektüel, kalemi kuvvetli. Hayatta müziğin yanı sıra keyifle uğraşabileceği çok şey var ve muhtemelen biraz da bunlarla vakit geçirmek istiyordur. Ben olsam böyle bir kararı anons etmeden yapacağımı yapardım. O böyle bir açıklamayı gerekli görmüş demek ki, olabilir. İnsan neyle mutlu olacaksa artık ona gitmeli. İyi gelmeyen şeyi ne olursa olsun ardında bırakabilmeli” diyor ve ekliyor: “Bence bu kararı yüzünden Teoman'ın değil, asıl; başarılı kariyerine ve müziğe tüm bağlılığına rağmen onu bunlardan soğutan bir müzik piyasasında, hepimizin hayatını zora sokan, sıkan, boğan tüm etkenlerin sorgulanması gerekir” diyerek başka bir açıya ışık tutuyor.

Psikiyatr Kemal Sayar’a göre bu tip önemli değişimlerle hayattaki önceliklerimiz değişiyor: “ Kayıp ile değişen tek şey, artık sevdiğimiz insanın hayatımızda olmaması değildir. Aynı zamanda bir iç hesaplaşma, hayata dair bir anlam arayışı da başlatırız. Hayat nedir, neye değer, neye değmez diye düşünürüz. Muhtemelen bu iç hesaplaşma sırasında birçoğumuz çok başarılı olduğumuz, bize çok para kazandıran alanlarda uzun saatler çalışarak hayatı geçirmeyi artık uygun görmeyebiliriz. Dışarıdan bakıldığında çok ihtişamlı ve mühim görülen meslekleri, sevdiklerimizi kaybettikten sonra bırakmamız bu nedenle muhtemeldir. Örneğin 1999 depreminden sonra birçok insan hayatta önceliklerini değiştirmiştir. Yas sendromu yaşayan insanlar da yaşam tarzlarını öncelikle sevdiklerine daha çok zaman ayıracak şekilde değiştirebilirler.”

“MÜZİĞİ BIRAKMAKLA İYİ ETTİ, KENDİNCE ÖNLEM ALDI”

Teoman’ın müziği bırakma kararında samimi olduğunu düşünen bir diğer isim de müzik eleştirmeni Naim Dilmener. Kendi kararıyla müzikten çekilmek istediğini ve iyi ettiğini söylüyor Dilmener: “Kişisel olarak, Teoman’ın pop rock’unu hiç sevebilmiş değilim. İlk albümü iyiydi, arada boydan boya iyi değil ama tek tük iyi şarkılar da çıkardı; bir parça da son albümü, diğerlerine oranla iyiydi. Ama ilk albüm sonrası, hiçbir zaman saf rock yapamadı. Daha çok pop yaptı ve pop piyasasında da işler berbat durumda. O piyasada, değil Teoman’a hafif farklı pop yapan hiç kimseye yer yok artık. Ya ‘onlar gibi’ olacaksınız, ya da yok! Teoman da ‘yok olmak’ yerine, ‘kendi irademle çekileyim’ demiş olmalı.  İyi ettiğini söyleyebilirim. Çünkü kalmaya devam edenler, hep daha da kötü, daha da saçma şeyler yapmak zorunda kalacaklar. Ajda Pekkan’ın durumu ortada; müzikte 50. yılını kutlayan bir süperstar, Demet Akalın’larla, Gülşen’lerle yarışıyor, hatta onları taklit ediyor. Ayıp diye bir şey var ve Teoman da kendince önlemini aldı bu durumlara düşmemek için” diyor ve önemli bir noktaya parmak basıyor: “Hayatının orta yerinde müzik olanların müziği bırakmaları diye bir şey bahis konusu değildir. Ticaretini bırakmaktan söz ediyor olmalı. Muhtemelen yazmaya, üretmeye devam edecek ve ticari çarkın dışında hayranlarına ulaştıracaktır. Bu da fena bir şey değildir, hatta özgürlük bile sayılabilir.”

Melis Danişmend
Müzisyen ve müzik yazarı Melis Danişmend de Teoman’ın artık eskisi gibi olmadığı konusunda Dilmener’le hemfikir: “O iki mektubu okuyunca kendi kendime şöyle dedim: ‘Teoman sonunda bir karar vermiş.’ Müzikal açıdan  bir tıkanma noktasında olduğunu zaten biliyorduk. Her ne kadar son albümü iyi eleştiriler alsa da eskisi kadar şevkle müzik yapıyor gibi görünmüyordu. Mektuplardan anlaşıldığına göre artık tıkandığı tek nokta müzik değildi; hayatında radikal bir değişiklik yapmak istiyordu. Müziği bıraktığını açıklıyor olması başta manasız gelmişti, çünkü bana göre bir şeyi bırakıyorsan onu anons etmek hala bırakamadığını gösterir. Ama mektupları okuyunca onun hakikaten kaba tabirle ‘kafayı resetlemek istediğini’ anladım.” Danişmend de çoğunluk gibi Teoman’ın yeniden müziğe geri döneceğini düşünüyor: “Bu seneler sonra da olabilir ama bence şarj olduğu vakit müziğe geri dönecek. Ama bu arada yapmak istediği diğer işlere yönelecek ve hayatını daha normal yaşayacak. En azından bunu deneyecek.”


TEOMAN ŞİMDİ NE YAPIYOR?
Murat Pazar
Peki, bomba etkisi yaratan mektuplar gündeme düştüğü sırasında Teoman ne yapıyordu? Mektupların kaleme alındığı sırada tesadüfen orada bulunan ve müzisyeni gözlemleyen Fox spikeri Murat Güloğlu anlatıyor: “Gördüğüm kadarıyla arkadaşlarıyla sohbet halindeydi. Ama esas ilginç olan hiçbir arkadaşının bu olaydan haberi yoktu. O gün herkes olayı Teoman’ın internet sitesinden öğrendi. Öyle bir havası yoktu. Denize giriyor, kitabını okuyor, insanlarla sohbet ediyordu. Karamsar değildi. Konser olmadığında da Teoman tatile kaçar ve yıllardır belli yerlere gider, eşiyle dostuyla takılır. Kararının arkasında duran, rahatlamış bir Teoman’dı. Normalde bara çok takılırdı, bu sefer çok çıkmadı. Burada herkes yorum yaparken onun bir sıkıntısı yoktu, keyfine bakıyor, güç topluyordu. Tek başına gelmişti bildiğim kadarıyla, bir sevgilisi de yoktu yanında. Haberden sonra da devam etti, çevresindeki kimse de yas tutmadı, ‘bir bildiği vardır’ dedi insanlar.” Şu an onunla birlikte tatiline devam eden müzisyen arkadaşı Murat Pazar da Teoman’ın çok yorgun ve bıkkın olduğunun altını çiziyor: “Teo çok detaycı, mükemmelliyetçi, her şeyin daha iyi olmasını isteyen, yıllardır bunun için mücadele veren, çok çalışkan ve didinen bir insan. Bunun ne kadar yorucu olduğu tartışma götürmez. Biz lise yıllarından beri arkadaşız ve bu hep böyle sürecek. Teo şu an yanımda ve uzun zamandır görmediğim kadar huzurlu ve neşeli. Ben sürekli seyahat eden biriyim, artık diğer arkadaşlarımızı da alıp beraber gezeriz…”

ÜÇ YIL ÖNCE GİDECEĞİNİN SİNYALLERİNİ VERMİŞTİ


Teoman 2008’de verdiği bir röportajında bırakıp gitme kararının sinyallerini vermişti: “…Şarkı yapma hevesim yok. Üretemiyorum çünkü anlatacak hikayem kalmadı. Kariyerimi devam ettirme adına `zorlama` şarkılar yapamam. Hayal ettiğimden, beklediğimden, istediğimden daha ünlü olmuş biriyim. Bu nedenle de rahatım. Benim artık bu hayatta tek amacım var: Her anımda mutlu olmak! Ünlü olmak beni mutlu etmiyor... Bana çok fazla yükleniliyor. Bu da benim hevesimi köreltiyor. (…) Ünlü olmanın bedelini ödemek istemiyorum! Artık gözü dönmüş bir şekilde çalışmak, dibi karanlık şöhretliler kuyusunda yitip gitmek istemiyorum. zaten sahip olmayı hayal ettiklerimden çok fazlasına sahip oldum. İlk zamanlar ünlü olmaktan hoşlandım ama şöhretin benim ruhuma ters bir olgu olduğunu artık iyice anlamış durumdayım. Ruhumu geri getirmek için bedenimi alıp başka yerlere götüreceğim. İstanbul`u terk ediyorum. Önümüzdeki yaza kadar ayrılmış olacağım. Küçük bir köye yerleşeceğim. Evimin önünde sebze-meyve yetiştireceğim. Belki ineğim ve tavuklarım da olur. Bir çiftlik hayatı yaşayıp, beni sıkan her olumsuzluktan uzak kalacağım. Özellikle de şöhretten. Ruhumu ancak o zaman geri
getirebilirim. Bunca zaman boşu boşuna çok çalışmışım. Nasıl bir hırs
girdiyse içime, kendimi kaybetmişim. En sevdiğim arkadaşlarımı bile
zaman gelmiş üç, dört yıl hiç görmemişim... Gelecek kaygım yok. Şöhretimin biteceğinden söz ediyorsanız, zaten artık ünlü biri olmak istemediğim için İstanbul`u terk etme kararı aldım. Paradan söz ediyorsanız, beş tane evim var. Onların getirileri bana yeter de artar bile. Üstelik birikmiş param da var. Bekar adamım, çocuğum da yok.” 

Not:  18-31 Ağustos 2011 Aktüel dergisinde kapak haberi olarak yayınlandı ve geridönüşler beni çok mutlu etti, bu vesileyle bir kez daha görüş bildiren, okuyan ve bana ulaşanlara çok teşekkür ederim.

(*) Teoman'ın "Güzel Bir Gün" şarkısından.