Bildiğiniz gibi, dört yıldır emek verdiğimiz Billboard, ne yazık ki bu ay final sayısı ile bayiide.
Aslında bu konuda hem söyleyecek çok şeyim var, hem de hiçbirini söylemeye mecalim yok. Konu internette ve malum, Twitter'da patladığında şehir dışındaydım. Tatil esnasında hastalanmayı başardığım için de sabah çalan telefonları yanıtlayabildim, öğleden sonra ateşim 38'e çıktı. Sesim kısıldı ve düzelebilmek için iğne olmam gerekti. Akşam biraz toparlamıştım ama o sırada konuşmak isteyen kimseyle konuşamadım. Bunun için geri arayamadıklarımdan özür dilerim.
Konuşabildiklerimleyse aynı şeyleri tekrar edip durdum aslında. Herkesin ilk sorusu, "N'oldu da birden böyle oldu?"ydu haliyle. Tahmin edebileceğiniz gibi hiçbir şey birdenbire olmaz. Dergimiz uzun süredir zaten direnişteydi. Çok istediğimiz halde promosyon verememek, bütçeleri kısmak zorunda kalıyorduk. Telaffuz etmesi çok acı verici ama her satırına emek verdiğiniz şey bir müzik dergisiyse, bunun ülkemiz sınırları içindeki alıcısının çok az olduğunu söylemek lazım. Bir elin parmakları kadarız. Bir elin parmakları da, eğer arkanızda banknotları cebinden taşan biri (vefalı bir reklamveren, bir sponsor, bir finansör) durmuyorsa, ne yazık ki yaşamak için yeterli çoğunluğu oluşturmuyor.
Seveni olduğu gibi nefret edeni de boldu Billboard'un. Ama gene de hiç tepki çekmemesindense, siyah ya da beyaz olmasını tercih ettik biz bu derginin. Üç kez yönetimi değişti, ekibimiz aynıydı. Gün geçtikçe katkıda bulunanların sayısı da çoğalıyordu. Müzisyeninden basın danışmanına, menajerinden müzik yazarına bu işin A takımındaki herkes ekibin bir parçasıydı.
Bu yazıyı aslında teşekkür etmek için yazıyorum. Adını her gördüğümde artık tanıdığım sadık okurlara, Twitter'dan yazıp üzüntümüzü paylaşan, destek olan herkese... Bize ilk günden bu yana destek veren özellikle Hayko Cepkin, ekibi ve "direniş"in en öndeki üyesi maNga'nın iyi kalpli solisti Ferman Akgül'e... Her konuda anlaşamasak da, gene de samimiyetinden bizim de hiç şüphe etmediğimiz Mabbas'a ve Pozitif ailesine... Güzel yazılarıyla bizi mutlu eden Hayalsu Altınordu'ya... Bizi hep ödüle layık gören Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve Radyo Boğaziçi'nin tatlı ekibine. Her zaman içiçe olduğumuz Radyo Eksen ailesinden Şehnaz Aygül, İpek Arıbaş ve Gülşah Güray'a... NTVSpor'un kalemi de kendi kadar güçlü sevgili arkadaşlarım Sine Büyüka ve İsmail Şenol'a... Sonradan tanışıp çok sevdiğim arkadaşımız Caner Eler'e... Müzik yazmam için senelerdir uğraşan ve inadımı kıran sevgili abim Haluk Polat, ablam Enise Polat ve We Play ekibine... Çalışması en zevkli ekiplerden Sony Music'ten Nagihan Ataç ve Güniz Türkyılmaz, EMI'ın gülleri Berna Özyurt, Arzu Güldiken ve Özgen Kaybaki'ye, Avrupa Müzik'ten İrem Çetin'e... Huysuz ve tatlı kadın Defne Turaç ve azim abidesi Nurbanu Anter ve Burcu Sarılar'a... Bir zamanlar sitemizi yapan, şahane müzik zevkiyle dudak ısırtan Batu Örçal'a... Son sitemizi yapan Rüya Süslü'ye.. Son aylarındaki sıkıntılı dönemleri ve ara ara hırlaşmalarımızı saymazsak, lise yıllarımda hayranı olduğum ve dergimizi dört yıl boyunca eşsiz yazılarıyla şenlendiren ünlü çizer Bülent Üstün'e... Bu yılın en sağlam gruplarından Softa ve Kaçak'a, canım Minço'm Övünç Dan ve yurdumun Eminem'i Ali Seval'e... Muhteşem fotoğrafları için Dinçer Dinç ve Rolling Stone'dan bize miras kalan Egemen Limoncuoğlu ve Charles Richards'a... İlk göz ağrımız Model'e... Roxy ekibine... MTV Türkiye ekibine... Dream TV'den Birsen Birdir'e, 46'dan Zeynep Okyay'a, 110'a ve özellikle dergiyi ne çok sevdiğini bildiğimiz solist Candan Tezel'e.. Dergimizin kapanmasının ardından bunu köşesine taşımasını beklediğimiz ve bizi hayakırıklığına uğratan isimlerin aksine, bizi görmezden gelmeyen Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu'na... Pal FM'den sevgili kardeşim Yasemin Şefik'e... Pro ekibi ve Ece Çelebioğlu'na... Üniversite arkadaşım, değerli "blogger" Özlem Apaydın'a... Biraz daha zorlarsam kardeş çıkmaktan korktuğum Zümre Yıldırım'a... Beni Corridor semalarına sokan, Hayal Kahvesi'nin demirbaşı "grunge kardeşim" Çiler Geçici'ye... Her zaman yanımda olan yetenek silsilesi Kaan Demirçelik'e... Vatan Gazetesi zamanında beraber çalışamadığımdan elem duyduğum canımın içi Eda Solmaz'a... Bize herdaim destek olan Gece Gündüz'den Yekta Kopan ve Suat Kavukluoğlu'na... NTV'den Olcay Özkan, Özgüç Yiğit, Neslihan Akdaş, Meryem Göğcü, bir gönül dostu Sühan Cebeci, Habertürk'ten Zeynep Bakır Umarca, Cumhuriyet'ten Zülal Kalkandelen, Blue Jean'den Çetin Cem... Sinema manyaa, deli yönetmen Murat Emir Eren (nam-ı diğer Memir..).. hangi birinizi sayayım daha...
Ve "ailem" Meltem Fıratlı, Zeynep Yayınoğlu, Pelin Yılmaz, Ömer Acar...
Hepinize teşekkür ederim.
Yarın bir gün albüm yaparsam kartonetin parasına masraf dayanmaz, gördüğünüz gibi. Unuttuklarım için şimdiden af diliyorum. Ama her bitiş bir başlangıçtır da aynı zamanda, buna inanırım. Küslük biter, müzik bitmez. Beni kulaklığımdan ancak ölüm ayırır. Bu nedenle bu bir veda yazısı değil, bu bir "içimi dökesim var idi" yazısı... Döndüğümden beri yazıp yazıp siliyorum, en sonunda bastım "Kaydı Yayınla"ya.
Yine görüşeceğiz.
Linkler
http://www.musicalife.org/?p=510
http://www.mabbas.net/index.php/2010/07/27/billboard-turkiye-yayin-hayatina-son-verdi/
http://www.medyatava.com/haber.asp?id=68514
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=15429972&yazarid=105&tarih=2010-07-28
http://blog.sinebuyuka.com/2010/08/01/billboard-masali.aspx?ref=rss
http://ismailsenol.blogspot.com/2010/08/billboard-veda-etti.html
http://yazkurtulyapkurtul.wordpress.com/2010/08/02/duyduk-ki-sebla-kocanin-kaleminden-billboard-turkiye-vedasi/
http://kaandemircelik.tumblr.com/post/870057112/billboard-uzdu
http://cekmekaset.blogspot.com/2010/07/billboard-da-gitti.html
http://www.sabah.com.tr/Cumartesi/Yazarlar/danismend/2010/08/07/muzik_basininin_olumu