21 Ocak 2010

İndirim döneminde hayatta kalma rehberi

***DİKKAT! BU BİR KIZ YAZISI VE MÜZİKLE İLGİSİZ. SONRA BIDI BIDI YAPMAYIN BANA!***

Uzun yıllar değerli Radyo Eksen programcısı İpek Arıbaş (Candan) hanfendiyle olan bitmek bilmez çenemizin tek gündemi müzik miydi zannediyorsunuz?
Tabiğ ki hayır, değerli Blogseverler.
Bu konuların en başında gelen hayati bir mevzuyu, doğru alışveriş yapma rutinlerimizi deklare edip faydalı bir kişi olmaya karar verdim. Nitekim işimiz müzik ama her kadın gibi parayı en çok alışverişe gömüyoruz. Onlarca kredi kartını patlatmış, gecelerce sümkürmüş biri olarak da İpek'in beni nasıl hizaya soktuğunu, iki yılda nasıl adam ettiğini anlatmalıyım. Paraları anlamsızca saçmamak için bunu bilmek sizin de hakkınız.

Biliyorsunuz dönem %70'lere varan indirim dönemi. Eğer bu dönemde çiftleşme zamanı gelmiş su aygırı gibi kendinizi bilip bilmeden her mağazaya ve kasaya giden o dikenli yola lapada lupada diye savurursanız, sonra gözyaşları içinde beni aramayın. Bu nedenle hoşunuza gitse de gitmese de anlatacaklarımı dinlerseniz, siz kârlı çıkarsınız.

1. Her modeli, her rengi, her bilmemneyi "kaçıracağım" diye bir telaşınız olmamalı. Çünkü HEPSİ her dönem varlar. Ve olacaklar. Sakinleşin.
2. Uzun kasa kuyruklarında, prova kabinlerinde beklemek; yığınlar içinde alışveriş yapmak dünyanın en moral ve motivasyon bozucu işidir. Bu durumlarda mutlaka bunalırsınız, kafanız karışır ve hemen bitsin diye saçmasapan şeyler alırsınız. İlla ki ilk gününden indirime gidecekseniz, sabah erken saatlerde gidin. Ya da o kalabalığa GİR-ME-YİN.
3. Bir şeyi çok beğendiniz ama ihtiyacınız olup olmadığını hatırlayamıyorsunuz. İpek'in öğrettiği, %100 oranında işe yarayan şu yöntemi uygulayın: 1 gün bekleyin. Eğer ertesi sabah "Evet hala çok istiyorum" diyorsanız gerçekten çok istiyorsunuzdur. Ki genellikle "aman yeeeaa salla" denir.
4. Çok müthiş indirimi olmuş bir mağazaya girip 15 dakika kadar hiçbir şey almadan fiyat performans değerlendirmesi yapmak mis gibidir. Oradan çıkın, kafanızda gardrobunuzu düşünün, olası kombinleri hesaplayın ve neye ihtiyacınız olduğunu belirleyin.
5. Hiç giymeyeceğiniz renk bir şeyi "aman ucuz, alayım da belki giyerim" diyerek almayın. Çünkü kötü haber: giymeyeceksiniz! Bu parayı iki üç kez sakladığınızda gerçekten çok istediğiniz bir şey karşınıza çıkar ve hemen alırsınız.
6. Bir şeyi beğendiniz ve alıp almama konusunda kararsızsınız. Elinizde tutup 15 dakika boyunca prova etmeden mağazada gezin. Büyük ihtimalle geri bırakacaksınız. Bırakmazsanız, sevmişsinizdir, kimse sevmediği bir şeyi taşımak istemez, değil mi?
7. Banka kartlarınızda da puan birikiyorsa bunu indirim dönemlerine saklayın. İşte o vakit büyük vurgunlar yapacaksınız ve bu çok hoşunuza gidecek.
8. İndirim rotanızda en iyi mağaza diye bir seçenek olursa yalnız o mağazaya gerçek enerjiyi verebilir, diğerleriyle gönül eğlendirebilir, vakit kaybetmezsiniz. Yani telefonunuza gelen "indirim mesajı" sonrası en iyiye gidin. Üşenmeyin. Gerçekten en iyiler, en çok bedeni bulunanlar orada vardır.Nişantaşı Topshop, Bağdat Caddesi Gap, Kanyon Mango, Beyoğlu Oxxo vb gibi "en iyiler" listeniz olsun. İndirimde direkt oralara bakın.
9. Algılarınızın açık olması için hızlı davranmamalısınız. Örneğin kışın en çok kazaklara bakar, tişörtleri es geçersiniz ama tişört dört mevsim giyilir, bunu gözardı edersiniz. Bu nedenle çok uygun fiyatlı yazlık bir elbiseyi kaçırabilirsiniz. Yavaş ve sakin olmak her zaman en iyi sonucu verir.
10. Ruh hastası bir alışverişkolik olduğunuzu düşünüyorsanız, "indirimde de coştuk" diye üzülüyorsanız, normal sezon geldiğinde HİÇ alışveriş yapmamayı deneyin. Bir nevi rejime girin. Hiçbir kaybınız olmayacak, emin olun ve biliyorum o dolaplar ağzına kadar dolu! Giyecek bir şeyiniz her zaman vardır.

Ve hiçbir zaman Kate Moss olamayacağız, üzgünüm. (Bunu da tekrar hatırlamak fayda sağlayabilir tabii.)