25 Nisan 2009

alo? alooo?


Kankanın (bkz. the bro) telefonu meşgule vermesi ne acı bir süreçtir, canlarımdan bir parça blog kardeşleri.

Çünkü genelde mesele acildir ve o an paylaşılması elzem olan bilgiyle (mesela Topshop'da olan ani bir indirim, mesela sarhoşken yaptığınız utanç verici çeşitli şeyler, mesela canı sıkılmak...) kalakalırsınız.
Gerçi "eyvah ben bu bilgiyi şimdi nereye savursam" demeye kalmadan, telefon yeniden çalar ve illa ki günün başlıkları özetler halinde verilir, fakat gene de o süreç esnasında balık gibi ağzı açık kalırsınız, gerilirsiniz.
Ne yapsanız fayda etmez.

Bundan daha da acı verici olan süreç ise pre-relationship evresinde gerçekleşeni, bence.
Hoşlandığınız/hoşlanabilirliği olan/ilgiye mazhar olan kişiyi aramak için önce bir 45 dakika düşünürsünüz. Üzerine bir 30 dakika daha düşünür, kaynama noktasına geldiğinizde kendisini aramaya karar verirsiniz. Karşınızda sizin aramanızdan kelli gerçekleşecek bir halay sevinci beklerken, kişi telefonu meşgule verir.

İşte o sizin yıkıldığınız andır.

Demek ki sizden daha önemli işleri var, diye düşünürsünüz. Hatta sizden önemli ne işi olabilir ki? diye de düşünürsünüz. Yetmez, o halde beni en önemli işi yapacak birini bulayım, demeye bile getirirsiniz. Size bunu nasıl yapar diye için için yanarsınız.
Hatta demin kanka da sizin telefonu meşgule vermişti, demek ki siz konuşulmaya değer bir insan değilsiniz gibi bir düşünce yumağında bile kaybolabilirsiniz.

Fakat düşünmezsiniz ki, belki güzel ağbi/the bro o sırada dolmuştan iniyor, araba kullanıyor veya ne bileyim, mühim bir şey konuşuyor.

Böyle durumlarda önce sakin oluyor, içimizde alevlenen bilgi kümeciklerini derin derin soluyarak kendimizi bahar güneşi altına atıyoruz. Biraz yürüyerek yolumuzu Starbucks'a veriyoruz, güzel bir kahve alaraktan içe içe yürümeye devam ediyoruz. Starbucks'ta Mesut Yılmaz'ı görürsek şaşırmıyoruz (artık oraya takılıyormuş), ben daha dün İstinye Park'ta gördüm, hayatımın aydınlanmasını yaşadım, adeta. Sonra telefonlar kendiliğinden çaldı.

Günün kahvesi: Benim için her günün kahvesi olan fındıklı amerikano!
Günün şarkısı: Mims- Move

Neşeli olunuz ki, genç kalasınız, amin.