11 Ocak 2011

Melis, Miles, Britney... Birtakım önemli şeyler oldu.

Britney keratası
Bayılıyorum Sony Music'in E-kartlarına. En "kaynağından", en kısa, en temiz yolla şarkıları, klipleri dinleyebiliyoruz bu sayede. Gönderdikleri tüm Michael Jackson aparatlarını da sağa sola takıyorum, mutluyum onlarla.

Bu yılın en beklenen işlerinden biri geldi, Britney Spears'ın "Hold It Against Me"si. Arkadaş ne 80'lermiş ya. Onyıllardır ekmeğini yiye yiye bitiremedik. Gerçi sonuç böyle olacaksa itirazım yok. Yıllar önce kafayı kazıtıp çoluğunu çocuğunu heder ettiğinde bir haber yapmıştık Billboard'a, "Womanizer" zamanı, "Britney küllerinden doğar mı, yoksa artık işi bitti mi?" diye. Görüş almıştık bilenlerden, işin içinde olanlardan. Ortak karar "Britney bitmez, yeniden doğar" olmuştu. Hatta MTV'nin bir programı vardı, sokaktakilere "Hâlâ Britney seven kaldı mı?" diye sormuş, herkesten de red yanıtı alınca "Britney'i kim seviyor ki?" sonucuna varmışlardı, bizim haber fikri de oradan çıkmıştı. Biz seviyormuşuz işte. (Kidi Canınıngg Yidiğimin Adnan Oktar'ı da seviyormuş, bakın burdan.) Neyse konuyu dağıtmak gibi olmasın, şahsen "Hold It Against Me"yi sevdim. Hafif 80'ler gibi, "The Ting Tings 'Hands'i yapar da ben yapamaz mıyım, bıyır" der gibi. Tabii daha modern bir elektronik var altında. Bu yıl boyunca bangır küldür dinleriz. Kidi Canınnngıııı Britney keratası gene yaptın yapacağıngııııı...

 
Yarım elma gönül alma

Miles Kane sen ne güzel bir insansın. Biliyorsunuz kendisi The Rascals'ın eski asıl adamı, The Last Shadow Puppets mucizesinin de diğer yarısı. Şimdi kendi solo albümü için çalışıyor. "Inhaler"ı da dinlediğimde bayılmıştım, "Come Closer"a da bayıldım. Prodüktörü Gruf Rhys, ki kendisi Gorillaz ve Kasabian'la da çalışmış bir kişi. Kane aynı zamanda kardeşiyle papaz olmuş eski Oasis elemanı Noel Gallagher'ın da solo albümünde gitar tıngırdatmış. Ondan mı sevdik bilinmez ama ben albümün tamamını merakla bekliyorum. 25 Nisan diyorlar, haydi haydi haydeeeeeooğğ diyoruz.

Miles Kane- Come Closer



"Hep aynı pozu veriyoz ama kusura bakmayın" bakışı
Oasis demişken, Beady Eye'dan bahsetmemek olmaz. Gallagher biraderlerin Liam olanı ile eski Oasis ekibinden kurulu olan Beady Eye de yeni klibi "Bring the Light"la teşrif etti. Hayli enerjik, hayli gaz şarkı. Özellikle de TAPDK mevzuusuyla yüzümüz düşüp moraller bozulsa da, "Türk aklı"nın her tür yasağı, yasayı ve saçmalığı deleceği ümidiyle volümü köklemenizi öneriyorum. Tabii keşke böyle olmasaydı, ama işte mevzuu çok sosyolojik, ekonomik ve trajik boyutlara varıyor, benim bunu dillendirmeye ayrıyeten üç beş tane daha blog açmam lazım.

Beady Eye- Bring the Light



Fotoğraf: Dilan Bozyel
Ve geçtiğimiz Cumartesi Salon İKSV'de Melis Danişmend konserini de yazıya iliştirmek isterim. Sanırım son dönemde sonuna kadar kaldığım az konserlerden biri oldu. Akustik ne iyi oldu, ne güzel dinledik, dinlendik... Bir de tabii, metrekare başına düşen eş dost oranı nedeniyle de iyi bir "sosyalleşme" alanı oldu galiba bu bize. Meltem Fıratlı ve Neslihan Akdaş'ın başı çektiği Cihangir grubu oradaydı misal. "Evden çıkasım yok" adamı, albümün kaydedildiği We Play'in sahibi Haluk Polat oradaydı. "Kompile" Multitap'le görüştük, ne iyi oldu! Kaçak'ın gür sesli gür saçlı insanı Övünç Dan şahane gelişmelerden haberdar etti bizi. 46'nın güzide müzik yazarı Zeynep Okyay yırtık pırtık çoraplarıyla teşrif etti, "Bu çorabı çok aradım" dedi. Danişmend'in eski grubu üçnoktabir elemanları da hemen hemen oradaydı. Vatan'ın dertlere deva Eda Solmaz'ı Can Bonobo'yu dinletti bana kulaklığından. Harun İzer "Miller Freshtival'e kim gelsin" koltuğunda otururken tek merakımız "Artık Miller Freshtival diyemeyeceğiz, değil mi?" diye sormaktı. (Merak edenler için, şimdilik Freshtival tehlikede görünmüyor gibi.) Gazeteci ordusu önce Salon'un hemen yanındaki İki Oda'da ağırlandı. Velhasıl, eğlenceli bir geceydi; Pro'nun delisi, "trend insanı" Ece Çelebioğlu'na ve İKSV'den Ayşe Bulutgil'e çok teşekkür ederiz. Ve tabii Melis Danişmend ile ekibine de, albümdeki gibi çalıp söylemek, hiç detone olmadan büyük medeni cesaret göstermek ve bu işi kotarmak kolay iş değil. Darısı, insan kıramayıp müzisyen bile olmayan bir ekiple çalma "cesareti" (!) gösterenlere, umarım Melis'in başarısı benim pek güzel bazı arkadaşlarıma da örnek olur....

* Bu arada Melis Danişmend'in bir sonraki performansı 2 Şubat'ta Babylon'da. Özellikle "Her Şey Normal"i bir kez daha canlı dinlemek için gidilir. Tabii önden bir pastil almakta fayda var. Sahne önünde şarkıya eşlik edeyim diye yırtınırken yıprattık boğazları.