OLM HAYVAN GİBİ OLMUŞSUNUZ LAN! diye bağırıp hepsine teker teker sarıldım ilkokul arkadaşlarımın.
hakkaten de hayvan kadar olmuşlardı. biri göbeklenmiş, birinin saçlar dökülmüş, biri askere gidecek, biri işini kurmuş... bıdık kadarlardı bunnar yahu! ne zaman bu kadar büyüdüler ve ne zaman her şey bu kadar hızlı geçti...
facebook'ta manitacılığa koşamadığım için herhalde, bir süre ot gibi takılıp sonra birden "BAŞIBÜYÜK!" diye zıplamıştım yataktan. ilkokulun en unutulmaz figürü evren'in soyadı aklıma gelince delirir gibi mutlu olup arattım onu, sonuç: evet buldum, zincir gibi sonra bi 10 kişi kadar olduk totalde.
hepsinde gözler aynı bakıyor.
bir tanesi aynen 7 yaşındaki gibi mıh mıh mıh diye gülüyor.
biri hala mahcup, laf anlatırken bile efendi. konu tuttuğu takım olunca kartal kesiliyor.
berisi, yurtdışındaki günlerini anlatıyor.
her zaman sanatçı ruhlu olanı, aynı ortaokula gittiğimizi anımsıyor.
bense siyah ilkokul önlüklerimiz içinde birinin burnundaki sümüğü hiç silmediğini, berikinin koşarken beni buz üzerinde hırsa kesip düştüğüm halde dönüp kaldırmadığını, diğer bir tanesinin de ilkokulda kendisine aşık olduğum için en ayar olduğum insanevladı olduğunu hala bilmediğini düşünüyorum o anda.
tuhaf bir gülümseme var hepimizin suratlarında.
bildiğin göbekli adamlar, topuklu ayakkabı giymiş kadınlar olmuşuz.
biri, çok çapkınım diyor. NE ZAMAN BÜYÜDÜN LAN SEN DÜRRÜK diye ensesine şaplak atasım geliyor.
halbuki ben asker yolu gözleyeceğimi, ailelerimizle tanıştığımızı falan anlatınca kendime şaşırıyorum, NE ZAMAN BÜYÜDÜN LAN SEN DÜRRÜK diyesim geliyor kendime de, VAR MI BİR AKSESUVAR diyen arkadaşlarıma EHEHE MEHEHE DUR BE DAHA VAR BIK BIK BIK diyen ben değilmişim gibi.
tuhaf şeyler gelip geçiyor başımızdan.
işimiz başımızdan aşkınken anlayamadığımız kadar hızlı akıyor tüm o akan her neyse...
hayatımın özetini slayt gösterisi yapıp, powerpoint'te anlatmak lazım detayları diye düşünürken, bir kenarda oturup OLM LAN HİÇ DEĞİŞMEMİŞSİN VAR YA geyiği yapan kızdan öteye gidemiyorum.
- eh sen ne yapıyorsun? şimdi hangi dergidesin, bi dakka tam olarak ne...
- ya ben.. ee... şöyle ki... hayallerini kurduğum okulun... ha evet sen de gelmiştin hani terasına.. ya yaa evet özel okul aldı sonra o terası.. hahaha.. gerçekten mi... evet ne diyordum.. ya muhabir gibiydim, işte şimdi.. hahaha hadi canım! aslında ben...
galiba bir türlü söyleyemedim. ne anlattığımı ben de bilmiyorum..
AÇMAYALIM ARAYI dendi, çaylar içildi, sonra biri arkadaşına, biri manitasına doğru yol aldı gitti..
hayat işte..
akıp giden bu herneyse idi...