25 Ocak 2007

hey dude, ben bi su dökmeye gidip gelcem...


biraz evvel bir tuvalet kağıdı reklamı izledim, üzerinize afiyet..(yani tuvalet kağıdı ve afiyeti birarada kullanmak biraz abes oldu ama neyse artık).
usta bir tiyatrocu olduğu belli olan reklam teyzemiz, yapılı topuz saçlarıyla "tuvalet kağıdı alırken neye dikkat edersiniz" diye sordu.
sonra da malum markayı telaffuz edip, elbette ki o gibilerinden, "macera aramaya gerek yok" dedi.
yahu, alt tarafı tuvalet kağıdı, bunun maceralık nası bir tarafı olabilir?!
çok afedersiniz ama kıçımızı silmek için aldığımız kağıt parçasıyla maceraperest olunur mu?!
diyelim ben "silen" adındaki tuvalet kağıdının hastasıyım, noldu şimdi?

bok yemeyelim lütfen! (bkz. ironi!)

şimdi bu tuvalet kağıdı meselesiyle lost'un büyük ilgisi var.
"yok artık" demeden önce dinleyin.
bugüne kadar hep kate, sawyer, jack ve hatta hurley muhabbeti yaptık, bunların kaç aydır o adada cinsel hayatları ne alemde diye allem kullem ettik.
asıl dayanılmaz olan cinsel hayattan önce, sağlıklı bir tuvalet hayatı bence.
kim kimin elinde, kim kimi takip ediyor belli olmayan adada, şahsen ben tuvaletimi yapamam. her an biri "hey dude, what's up, mat's up" diye arkadan geliverir, ben öyle ortamda afedersiniz kitlenir kalır, günlerce insan içine çıkamayacak hale gelirim.
rahat vermiyorlar ki.
belki adamın kakası geldi, çok afedersiniz s.çmaya gidiyor ormanın dehlizlerine?
"meryem ana heykelleri içindeki eroini bulmaya mı gidiyor" diye ne peşine takılıyosun be hey g.tveren?
adam evladını bulmak için the others'ın oraya gidiyor, belki evvelden uğrayıp bi iş görecek, belki ishal oldu, çok fena durumda, bıraksana adamı iki dakika yalnız başına!
yok illa ki, michael'in peşinden gidelim, hacı mr.eko'yu da çağırsana, kate yenge nerde, yok hurley, dude sen bilgisayarın başında dur düğmeye bas!

yediniz gül gibi diziyi bitirdiniz be!