2000’lerde
yakaladığı başarıyı sonraki albümlerinde yakalayıp yakalayamadığı tartışma konusu
olabilecek bir isim, Robbie Williams. Yedi yıl sonra ilk kez turneye çıkan ve
iki ay boyunca Almanya, Hollanda, Avusturya, İsveç, Danimarka, İtalya, Belçika,
İsviçre, Hırvatistan ve Norveç’te başarılı performanslara imza atan Williams,
henüz canlı olarak Türkiye’ye gelmedi diye üzülmemek lazım. Zira Williams’ın
“Take the Crown Stadium Tour” kapsamında 20 Ağustos’ta Tallin’de verdiği
konseri baştan sona izlemek mümkün. “Bodies”, “Millenium”, “Let Me Entertain
You”, “Feel”, “Angels” gibi hitlerini seslendirdiği ve 55 bin seyirci
karşısında ter döktüğü bu konserin sadece dört gösterimi olacak. 30 Eylül,
1-2-3 Ekim tarihlerinde İstanbul’da Kanyon, Palladium, Caddebostan CKM Budak;
Ankara’da Panora ve Cepa; İzmir’de Forum Bornova ve Eskişehir’de Espark’taki
Cinemaximum’larda gösterime girecek konser için elinizi çabuk tutun. Tek seans
olan 21.45’i de not almakta fayda var.
20
yaşındaki Amerikalı şarkıcı Miley Cyrus’un “büyüdüm ben, artık o ekranda
gördüğünüz peri kızı değilim” demek istercesine dilini sürekli dışarda tutarak
şarkı söylemesine ve bir takım yapay skandallarla ortamı şenlendirmesine
alıştık galiba. Bir demir top üzerinde çırılçıplak kaldığı “Wrecking Ball”
videosu bir gün içinde 19 milyon kez izlenince, bu gerçeği en azından
milyonlarca insanın anladığını da fark ettik. “Bu klip benim duygusal ruh
halimi anlatıyor” demecini veren Cyrus’un görüntüleri estetik, kabul. Çünkü
kendisi ünlü fotoğrafçı Terry Richardson’la çalışmış. MTV WMA gecesinde Robin
Thicke’le olan performansı akıllara kazınan Cyrus, 8 Ekim’de yayınlanacak
albümünü epey iddialı bir biçimde tanıtıyor. Çünkü aynı dönem Lady Gaga ve Katy
Perry de albümlerini yayınlıyor. Cyrus’un
müzikal geçmişi rakibeleri kadar sağlam mı değil mi, göreceğiz. İyi görüntü ve
iyi imaj önemli, ama halen kalplerde yer etmek için iyi şarkılar yapması da
gerekiyor. Şimdiye kadar dinlediğimiz şarkılarda bu yoktu, aslında gözümüze
sokulan görüntüler sayesinde dinlemeye de pek fırsat kalmadı. Bu kadar
patırtıdan sonra müzikal olarak ciddiye alınması çok zor. Bekleyip göreceğiz.
Spotify geldi
28 ülkede, 24 milyondan fazla kullanıcıya 20 milyon
şarkı ile hizmet veren ve dünyanın en büyük dijital müzik platformlarından biri
olan Spotify çok yakında Türkiye’de de hizmete giriyor. Uzun zamandır dünyada
kullanılan bir stream müzik sitesi olan Spotify’ın Türk pazarına gireceği
geçtiğimiz kıştan bu yana konuşuluyordu. Spotify Premium’u birkaç hafta öncesinde test etme imkânı bulduk. iTunes listenizi otomatik olarak indiren
Spotify’ı illa ki bu programla kullanacaksınız diye bir kural yok. Senkranizasyonu
engelleyerek Spotify’ı kullanma şansınız var. Premium’daki
güzellik, sevdiğiniz albümleri tekrar aratmanıza gerek kalmadan listenize
alabilmeniz, reklamsız olarak oldukça iyi bir ses kalitesiyle dinleyebilmeniz. Spotify’ın
Türkiye’ye gelişini kutlayan bazı sanatçılar hayranları için kendi çalma
listelerini oluşturdular. Örneğin Hayko Cepkin, Koray Candemir,
Gece Yolcuları, Soner Sarıkabadayı ve Aylin Aslım’ın oluşturdukları listeleri dinleme imkânınız var.
Belki de müzik
Teoman’ı bıraktı…
Teoman’ın
müziğe geri dönmesi, müziği bırakması kadar olaylı olmadı değil mi? Nedense
hiçbirimiz zamanında onun açıklamalarını okurken bu işe kalpten inanmamış, geri
döndüğü yönündeki haberleri görünce de “biliyorduk ki zaten” demiştik
birbirimize. Teoman’ı Babylon Aya Yorgi’de yazın son festivali Soundgarden
sahnesinde izlerken içimizdeki merak ve iyiniyet, bir süre sonra “böyle
olacaksa müziği bıraksaydı daha iyiydi” yorumlarına doğru evrildi ne yalan
söyleyelim. Artık birer klasik haline gelmiş “Sus Konuşma”lar, “Papatya”lar,
“İstanbul’da Sonbahar”lar, “İki Yabancı”lar Türkçe rock tarihindeki mihenk
taşları, buna kimsenin itirazı yok. Teoman şarkılarını her şekilde çok
seviyoruz, sahipleniyoruz, bir ağızdan söylüyoruz. Lakin Teoman kendi
şarkılarını dinleyicileri kadar sahipleniyor muydu o gece, inanın bilemiyoruz. Yer
yer detone, çoğunlukla isteksiz gibiydi Teoman şarkılarını söylerken. Sanki
çağrıldığı yere ayıp olmasın diye gitmiş, hasbelkader çalıyor söylüyor gibiydi.
Yine de konserin finalinde, bisten önce çaldığı “Tek Başına Dans” anında çıkan
dansçılar ve saçılan konfetilerle Soundgarden bir şenlik alanı haline geldi,
bunu görmeye değerdi. Bir de birkaç saniyeliğine, Duman’ın “Eyvallah”ını
mırıldandı, bu da çok güzeldi ama hepsi o kadar…
Festivalden
notlar
Teoman
öncesinde Cowboys and Aliens ile Lust’ın warp up’larıyla coşuldu. Birkaç sene
evvel yeniden birleşen Cartel ekibine dahil olmayan ve her hususta bu konuyla
ilgili memnuniyetsizliğini belirten Kabus Kerim, “Manisa Vice” tişörtüyle
Soundgarden’ın en dikkat çeken isimlerinden biriydi. Teoman öncesi Lust’ın DJ
setine arada kaynayan ve “Evdeki Ses” diye seyirciyi inleten Kabus, aynısını
Teoman sonrası setinde de yaptı. Kabus Kerim Cartel ekibine dahil değildi evet,
ama Cartel’in 1995’teki başarısının deyim yerindeyse ekmeği yendi bol bol. Bir
şikayetimiz yok bu durumdan. Barış Manço’dan, Sezen Aksu’dan sample’larla
konser rehaveti atıldı, “Çek Bi’ Fırt”la set sona erdi. Kabus Kerim’in DJ seti
Soundgarden’ın nabzının tavan yaptığı setlerden biriydi. Bu arada, yine konser
öncesi ayrı bir alanda tango yapan dinleyiciler Uninvited Jazz Band’le
coşuyordu, gruba bir yerlerde denk gelirseniz es geçmeyin.
Ağustos
ayında Avrupa’da sekiz konser veren Eminem, bundan üç sene önce yayınlanan
“Recovery” albümünden sonra bir süredir sessizliğe gömülmüştü. Twitter’da tam
15 milyon takipçisi bulunan Marshall Mathers, önce “Call of Duty: Ghosts” adlı
bilgisayar oyunu için “Survival” adında bir şarkı yaparak ağızlara bir parmak
bal çalmıştı. Sonrasında ise 5 Kasım’da yayınlanacak yeni albüm “MMLP2”nin
haberi geldi. İlk single “Berzerk” ise fena halde Kardashian familyasına
çakıyor. Şarkıda “en çirkin Kardashian” diyerek en küçük Kardashian Khloe’ye ve
basketbolcu eşi Lamar Odom’a ayar veren Eminem’in başı yine derde girecek gibi
görünüyor. Bu arada, şarkıdaki sample Billy Squier’in “The Stroke”u, onu da
Google’lamanızda fayda var.
Best
FM’de uzun yıllardır program yapan Rıza Esendemir’i radyo dinlemeyi çok
sevenler biliyor, takip ediyor. Hafta içi her gün 22.00-01.00 arasında “A-Rıza
Show”u hazırlayan Esendemir, ariza.tv üzerinden bir süredir programlarını canlı
olarak internetten de yayınlıyor. “Kamera beni çok değiştirdi, artık gözüme
kalem bile çekiyorum” diyor kendisi, gülerek. Bu arada ariza.tv üzerinde
yalnızca program linki yok. Esendemir’in ekibinde bulunan gençler siteye özel
bazı videolar çekip yüklemişler. Yeni çekilenler de varmış, yakın zamanda
siteye yüklenecekmiş. “Kimmiş bu A-Rıza” diyenler, yalnız değilsiniz. Sitedeki
sokak röportajında kendi kendiyle de epey dalga geçmiş Rıza. Epey eğlenceli.
Göz atmakta fayda var.
*** Aktüel'in 12-26 Eylül tarih aralığında çıkan iki sayısından seçme müzik haberleridir.***