24 Eylül 2013

Robbie, Miley, Eminem, Spotify ve Teoman'dan notlar


 Az ve öz Robbie Williams
2000’lerde yakaladığı başarıyı sonraki albümlerinde yakalayıp yakalayamadığı tartışma konusu olabilecek bir isim, Robbie Williams. Yedi yıl sonra ilk kez turneye çıkan ve iki ay boyunca Almanya, Hollanda, Avusturya, İsveç, Danimarka, İtalya, Belçika, İsviçre, Hırvatistan ve Norveç’te başarılı performanslara imza atan Williams, henüz canlı olarak Türkiye’ye gelmedi diye üzülmemek lazım. Zira Williams’ın “Take the Crown Stadium Tour” kapsamında 20 Ağustos’ta Tallin’de verdiği konseri baştan sona izlemek mümkün. “Bodies”, “Millenium”, “Let Me Entertain You”, “Feel”, “Angels” gibi hitlerini seslendirdiği ve 55 bin seyirci karşısında ter döktüğü bu konserin sadece dört gösterimi olacak. 30 Eylül, 1-2-3 Ekim tarihlerinde İstanbul’da Kanyon, Palladium, Caddebostan CKM Budak; Ankara’da Panora ve Cepa; İzmir’de Forum Bornova ve Eskişehir’de Espark’taki Cinemaximum’larda gösterime girecek konser için elinizi çabuk tutun. Tek seans olan 21.45’i de not almakta fayda var.



İşin zor Miley
20 yaşındaki Amerikalı şarkıcı Miley Cyrus’un “büyüdüm ben, artık o ekranda gördüğünüz peri kızı değilim” demek istercesine dilini sürekli dışarda tutarak şarkı söylemesine ve bir takım yapay skandallarla ortamı şenlendirmesine alıştık galiba. Bir demir top üzerinde çırılçıplak kaldığı “Wrecking Ball” videosu bir gün içinde 19 milyon kez izlenince, bu gerçeği en azından milyonlarca insanın anladığını da fark ettik. “Bu klip benim duygusal ruh halimi anlatıyor” demecini veren Cyrus’un görüntüleri estetik, kabul. Çünkü kendisi ünlü fotoğrafçı Terry Richardson’la çalışmış. MTV WMA gecesinde Robin Thicke’le olan performansı akıllara kazınan Cyrus, 8 Ekim’de yayınlanacak albümünü epey iddialı bir biçimde tanıtıyor. Çünkü aynı dönem Lady Gaga ve Katy Perry de albümlerini yayınlıyor.  Cyrus’un müzikal geçmişi rakibeleri kadar sağlam mı değil mi, göreceğiz. İyi görüntü ve iyi imaj önemli, ama halen kalplerde yer etmek için iyi şarkılar yapması da gerekiyor. Şimdiye kadar dinlediğimiz şarkılarda bu yoktu, aslında gözümüze sokulan görüntüler sayesinde dinlemeye de pek fırsat kalmadı. Bu kadar patırtıdan sonra müzikal olarak ciddiye alınması çok zor. Bekleyip göreceğiz.



Spotify geldi
28 ülkede, 24 milyondan fazla kullanıcıya 20 milyon şarkı ile hizmet veren ve dünyanın en büyük dijital müzik platformlarından biri olan Spotify çok yakında Türkiye’de de hizmete giriyor. Uzun zamandır dünyada kullanılan bir stream müzik sitesi olan Spotify’ın Türk pazarına gireceği geçtiğimiz kıştan bu yana konuşuluyordu. Spotify Premium’u birkaç hafta öncesinde test etme imkânı bulduk. iTunes listenizi otomatik olarak indiren Spotify’ı illa ki bu programla kullanacaksınız diye bir kural yok. Senkranizasyonu engelleyerek Spotify’ı kullanma şansınız var.  Premium’daki güzellik, sevdiğiniz albümleri tekrar aratmanıza gerek kalmadan listenize alabilmeniz, reklamsız olarak oldukça iyi bir ses kalitesiyle dinleyebilmeniz. Spotify’ın Türkiye’ye gelişini kutlayan bazı sanatçılar hayranları için kendi çalma listelerini oluşturdular. Örneğin Hayko Cepkin, Koray Candemir, Gece Yolcuları, Soner Sarıkabadayı ve Aylin Aslım’ın oluşturdukları listeleri dinleme imkânınız var.


Belki de müzik Teoman’ı bıraktı…
Teoman’ın müziğe geri dönmesi, müziği bırakması kadar olaylı olmadı değil mi? Nedense hiçbirimiz zamanında onun açıklamalarını okurken bu işe kalpten inanmamış, geri döndüğü yönündeki haberleri görünce de “biliyorduk ki zaten” demiştik birbirimize. Teoman’ı Babylon Aya Yorgi’de yazın son festivali Soundgarden sahnesinde izlerken içimizdeki merak ve iyiniyet, bir süre sonra “böyle olacaksa müziği bıraksaydı daha iyiydi” yorumlarına doğru evrildi ne yalan söyleyelim. Artık birer klasik haline gelmiş “Sus Konuşma”lar, “Papatya”lar, “İstanbul’da Sonbahar”lar, “İki Yabancı”lar Türkçe rock tarihindeki mihenk taşları, buna kimsenin itirazı yok. Teoman şarkılarını her şekilde çok seviyoruz, sahipleniyoruz, bir ağızdan söylüyoruz. Lakin Teoman kendi şarkılarını dinleyicileri kadar sahipleniyor muydu o gece, inanın bilemiyoruz. Yer yer detone, çoğunlukla isteksiz gibiydi Teoman şarkılarını söylerken. Sanki çağrıldığı yere ayıp olmasın diye gitmiş, hasbelkader çalıyor söylüyor gibiydi. Yine de konserin finalinde, bisten önce çaldığı “Tek Başına Dans” anında çıkan dansçılar ve saçılan konfetilerle Soundgarden bir şenlik alanı haline geldi, bunu görmeye değerdi. Bir de birkaç saniyeliğine, Duman’ın “Eyvallah”ını mırıldandı, bu da çok güzeldi ama hepsi o kadar…

Festivalden notlar
Teoman öncesinde Cowboys and Aliens ile Lust’ın warp up’larıyla coşuldu. Birkaç sene evvel yeniden birleşen Cartel ekibine dahil olmayan ve her hususta bu konuyla ilgili memnuniyetsizliğini belirten Kabus Kerim, “Manisa Vice” tişörtüyle Soundgarden’ın en dikkat çeken isimlerinden biriydi. Teoman öncesi Lust’ın DJ setine arada kaynayan ve “Evdeki Ses” diye seyirciyi inleten Kabus, aynısını Teoman sonrası setinde de yaptı. Kabus Kerim Cartel ekibine dahil değildi evet, ama Cartel’in 1995’teki başarısının deyim yerindeyse ekmeği yendi bol bol. Bir şikayetimiz yok bu durumdan. Barış Manço’dan, Sezen Aksu’dan sample’larla konser rehaveti atıldı, “Çek Bi’ Fırt”la set sona erdi. Kabus Kerim’in DJ seti Soundgarden’ın nabzının tavan yaptığı setlerden biriydi. Bu arada, yine konser öncesi ayrı bir alanda tango yapan dinleyiciler Uninvited Jazz Band’le coşuyordu, gruba bir yerlerde denk gelirseniz es geçmeyin.

Eminem’den yeni albüm
Ağustos ayında Avrupa’da sekiz konser veren Eminem, bundan üç sene önce yayınlanan “Recovery” albümünden sonra bir süredir sessizliğe gömülmüştü. Twitter’da tam 15 milyon takipçisi bulunan Marshall Mathers, önce “Call of Duty: Ghosts” adlı bilgisayar oyunu için “Survival” adında bir şarkı yaparak ağızlara bir parmak bal çalmıştı. Sonrasında ise 5 Kasım’da yayınlanacak yeni albüm “MMLP2”nin haberi geldi. İlk single “Berzerk” ise fena halde Kardashian familyasına çakıyor. Şarkıda “en çirkin Kardashian” diyerek en küçük Kardashian Khloe’ye ve basketbolcu eşi Lamar Odom’a ayar veren Eminem’in başı yine derde girecek gibi görünüyor. Bu arada, şarkıdaki sample Billy Squier’in “The Stroke”u, onu da Google’lamanızda fayda var.




 Kimmiş bu A-rıza?
Best FM’de uzun yıllardır program yapan Rıza Esendemir’i radyo dinlemeyi çok sevenler biliyor, takip ediyor. Hafta içi her gün 22.00-01.00 arasında “A-Rıza Show”u hazırlayan Esendemir, ariza.tv üzerinden bir süredir programlarını canlı olarak internetten de yayınlıyor. “Kamera beni çok değiştirdi, artık gözüme kalem bile çekiyorum” diyor kendisi, gülerek. Bu arada ariza.tv üzerinde yalnızca program linki yok. Esendemir’in ekibinde bulunan gençler siteye özel bazı videolar çekip yüklemişler. Yeni çekilenler de varmış, yakın zamanda siteye yüklenecekmiş. “Kimmiş bu A-Rıza” diyenler, yalnız değilsiniz. Sitedeki sokak röportajında kendi kendiyle de epey dalga geçmiş Rıza. Epey eğlenceli. Göz atmakta fayda var.


 *** Aktüel'in 12-26 Eylül tarih aralığında çıkan iki sayısından seçme müzik haberleridir.***