1 Nisan 2007

mezarımdaki gülleri boyaman için...

Stone Temple Pilots hallerindeyim.
Kesinlikle ve katiyetle, mütemadiyen ve derinlemesine.
Nedendir bilmiyorum ama kulağımda bu sefer de "I Got You" ağacı çıkıncaya kadar "No.4" albümünü dinliyorum.
Bi de Stone Temple Pilots'ta acayip bir şey var. Her şarkısını biliyorum. Yeni şarkılarını bile sanki önceden dinlemişim hissini üzerimden atamıyorum. Bu nedenle her şarkıya ayrı bir bağlanıyorum. 1996'daki "Trippin' On A Hole"dan, 1994'teki "Interstate Love Song"a, efsane "Plush"dan yok efendim "Atlanta"ya kadar her biri tanıdık. Scott Weiland'ın ses de zaten Chris Cornell-Eddie Vedder karması bişey, iyiden iyiye harlanıyor insan çekiç-örs-üzengisinde. Pek güzengi. Peki nedir "I Got You"nun olayı? Şubat ayına özel, "En sevdiğiniz aşk şarkısı" diye bir konu yapıp millete sormuştum. Yok efendim Frankie Goes to Hollywood'dan Toto'ya delimsi bir liste çıkmıştı da ben hiçbirini beğenmemiştim. "Benim öyle bir şarkım yok demek ki" bile demiştim ki, varmış, kederli de olsa, varmış, çünkü bazı şarkılar senindir, bazı sesler senin için söyler. Böyledir bu...

"I got you
But its the craving for the good life
That sees me through troubled times
When the mind begins to wander to the spoon
And I got you
Because your there to bend and nurture me through these
Troubled times cause the fix begins to twist my troubled mind..."